بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Kitaplara İman
Semavi Kitaplara İman
Allah’ın indirdiği kitaplara iman etmek, imanın esaslarındandır. Vahiy edilen kitaplar bilinen sayı ile sınırlı değildir. Kur’an’ı Kerim’de dört büyük kitaptan bahsedilir. Ayrıca Hz İbrahim’in Hz Musa’nın sahifeleri hakkında bilgi verilmiştir. Peygamberler belli bir sayı ile sınırlı değildir. Kur’an’da yirmi beş peygamberden açık olarak bahsedilmektedir.
“İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberleri gönderdi; onlar aracılığı ile anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hüküm vermek için gerçeği içeren kitabı indirdi. Ancak kendilerine apaçık gerçekler geldikten sonra aralarındaki kıskançlık yüzünden, o kitap hakkında, sadece onun verildiği kimseler anlaşmazlığa düştüler. Sonra Allah kendi iradesiyle, onların, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeği müminlere gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.” Bakara: 213.
“Andolsun biz peygamberlerimizi açık kanıtlarla gönderdik, beraberlerinde kitap ve adalet terazisini de indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar. Bir de demiri indirdik ki onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır. Böylece Allah, görmeden iman ederek kendisine ve peygamberlerine yardım edecekleri ortaya çıkaracaktır. Şüphesiz Allah güçlüdür, üstündür.” Hadid: 25.
Kuranı Kerim; Tevrat, İncil, Zebur ve Kuran’ın, Hz. İbrahim As. ve Musa As.’ın sayfalarını zikretmekle özel bir durum arz etmiştir. Anlatım lafızları ve manaları bizzat Allah’a aittir. Kuranı Kerim’in onların (Diğer kitap ve sahifelerin) arasında mucize olması ve diğer özelliklerinin bulunması nedeniyle özellik arz eder.
Bu özelliklerden bir tanesi Allah Cc.’nun koruyuculuğunu üzerine almasıdır. “Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” Hicr: 9. Diğer ümmetlere inen kitaplar bizzat onlar tarafından korunmak üzere mükellef tutulmuşlardır fakat bu sorumluluğu yerine getirememişlerdir.
“Kendilerini Allah’a vermiş olan peygamberlerin ve -Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için- rablerine teslim olmuş Zahidlerin, bilginlerin Yahudiler arasında kendisiyle hükmettikleri, içinde hidayet ve aydınlık bulunan Tevrat'ı elbette biz indirdik. Hepsi onun (hak olduğunun) şahitleri idi. O halde insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir.” Maide: 44.
Yahudiler Tevrat'ı tahrif ederek eksiltme ve çoğaltmalar yapmışlar Allah’ın ayetlerini değiştirdiler. Kur’an’ı Kerim buna işaret etmektedir;
“Yahudilerden bir kısmı kelimelerin manalarını çarpıtıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “işittik ve karşı geldik; dinle, dinlemez olası, râinâ” diyorlar. Eğer onlar “Dinledik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat inkarları sebebiyle Allah onları lanetlemiştir. Artık pek az inanırlar.” Nisa: 46.
“Ey peygamber! Kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla “iman ettik” diyenlerden ve Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar hep yalana kulak verirler, sana gelmeyen başka bir kesimi dinler dururlar; kelimeleri konulduğu anlamlarından kaydırıp değiştirirler. “Eğer size şu verilirse hemen alın, eğer o verilmezse uzak durun” derler. Allah bir kimseyi fitneye düşürmek isterse elbette Allah’ın iradesine karşı senin elinden hiçbir şey gelmez. İşte onlar Allah’ın, kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onların dünyadaki hakkı büyük bir rezilliktir. Ahirette de onlar için büyük bir azap vardır.” Maide: 41.
“Elleriyle kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için, “Bu Allah’ın katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıkları yüzünden vay haline onların! Ve yapıp ettikleri yüzünden vay haline onların!” Bakara: 79.
Hristiyan alemi de İncili tahrif etmiştir. Pavlus okulu tarafından Hz. İsa (as) göğe kaldırıldıktan altmış yıl sonra kaleme alınmış İnciller piyasadadır. Pavlus Hz. İsa (as)’nın havarisi değildi aynı zamanda havarilerle de ters düşmüş tartışmalara girmiştir.
Hazreti Davud (As.)’a ilahi vahiy olarak gelen neşideler mecmuası Zebur'a. Hz. Davud’un dışında birilerinin okuduğu diğer kasideler karışmış olduğu açıkça görülmektedir.
Allah cc insanlık kendisine yönelsin ve mükelleflere hüccet olsun diye korunmuş, muciz, kontrol edici ve hükmedici olan kitabı Seçkin kıldığı Hz. Muhammed (as)’e göndermiştir.
Bu kitapta birçok özellik vardır:
1- Kuran, İslami Eğitim Programıdır.
2- Kuran bir Hayat Nizamıdır Kitabıdır.
3- Kuran Hayat Yolcularının Rehberidir.
4- Kuran Allah’ın Kainattaki ayetlerini Düşünmeye çağırır
5- İnsan Hayatını Yönlendiren Sünnetullahı Düşünmeye Sevk eder.
6- Büyük Tarihi Olayların Bilinmesi
Fahri Razi der ki; «Vahyin özellikleri vardır. semavi kitapların özellikleri ve nitelikleri vardır. Kur’an bu özellikle niteliklerin daha fazlasıyla özellik arz etmektedir.»
Kuranı Kerim’de kendi özellik ve nitelikleri zikredilmiştir. Onun Muhkem; sapasağlam apaçık söz, mesani çift, tekrar edilen, adl, adaletli, Mufassal; ayrıntılı hak ile batılı ayıran mükellefin dünya ve ahiret işlerine muhtaç olduğu her şeyi açıklayan özellikleri vardır. Hidayette rahmette Kur’an’da dır. Kuranı Kerim’in ayetleri iki kısımdır muhkem ve müteşabih. Kur’an’da kainatta ve nefisteki Allah’ın ayetleri sunulmuştur. Kıyamet bilgisi ondadır o en güzel ve en sağlam kitaptır onda korkutma da müjdeleme de vardır o insanlar arasında çıkan anlaşmazlıkları çözen ve karara bağlayandır. Kur’an gönüllerdeki hastalıklar şüpheler sorular ve şaşkınlıklar için bir şifadır.
İncil kelimesi “müjde” anlamına gelir. Kur’an’ı Kerim’in ayetleri Hz İsa’nın ismi (Ahmed) Muhammed olan bir peygambere müjdelemek için geldiğini beyan ediyor.
“Meryem oğlu Îsâ da şöyle demişti: “Ey İsrâiloğulları! Bilin ki benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed isimli elçiyi müjdelemek üzere size Allah tarafından gönderilmiş elçiyim.” Ama o (Ahmed) kendilerine apaçık kanıtlarla gelince, “Bu (kanıtlar) besbelli bir büyü!” dediler.” Saf: 6.
“Ardından o peygamberlerin yolu üzere, kendinden önce gelmiş olan Tevratı tasdik edici olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik. Ona da içinde hidayet ve nur bulunan, kendinden önce gelmiş olan Tevratı tasdik edici, takva sahipleri için bir yol gösterici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik.” Maide: 46.
“Onu İsrâiloğulları’na elçi kılacak ve o şöyle diyecek: “Kuşkuya yer yok, işte size rabbinizden bir mucize ile geldim; size çamurdan kuş biçiminde bir şey yapar ona üflerim, Allah’ın izni ile derhal kuş oluverir; yine Allah’ın izniyle körü ve cüzzamlıyı iyileştirir, ölüleri diriltirim; ayrıca evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanan kimseler iseniz elbette bunda sizin için bir ibret vardır.” Ali İmran: 49.
Zebura gelince Kur’an da onun için bir vasıf gelmemiştir. Fakat onun isminin öğüt Verme ilahi kaside okumaya yakın bir anlama geldiği işaret edilmektedir.
“Andolsun zikirden sonra Zebûr’da da, “Yeryüzü iyi kullarıma kalacak- tır” diye yazmıştık.” Enbiya: 105.
Resulullah a s. “Gerçekten ona Davud (As)’a ailesinin mizmarlarından bir mizmar verilmiştir” Buhari
Tevrat’a gelince; O Kuranı Kerim’de toplayıcı vasıflarıyla nitelendirilmiştir. “…içinde hidayet ve aydınlık bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik….” Maide 44.
“Levhalarda Musa için her konuya dair öğüdü ve her şey hakkında gerekli açıklamaları yazdık. (Ve dedik ki:) “Bunlara sımsıkı sarıl; kavmine de o en güzel öğüt ve açıklamalara sarılmalarını emret. Yakında size yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim.” Araf / 145.
Hz İbrahim As.’ın suhufun da bulunanlar hakkında Kuranı Kerim’de şu şekilde işaret vardır.
“Yoksa Musa’nın ve ahde vefa örneği İbrahim’in sahifelerinde bulunan şu hususlardan haberi yok mu? Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez.” Necm 36-38.
Kuranı Kerim zaman ve mekanı kucaklayan hükümler getirmiştir. Geçmiş ümmetlerin üzerindeki ağır hükümleri Kuranı Kerim mükelleflerden hafifletmiştir.
“Onlar, ellerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî peygambere uyarlar. Peygamber onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten meneder; yine onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını kaldırır, üzerlerindeki zincirleri çözer. O peygambere inanan, onu koruyup destekleyen, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nura uyanlar, işte bunlardır kurtuluşa erenler.” Araf: 157.
Kuran’a bakıldığında mükemmel bir uyum benzersiz bir fesahat, manalarında ki mükemmellikten ötürü şaşırtıcı buluruz.
“Kuran’ı inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başka birinden gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı!” Nisa: 82.
Kuran’a iman; insan ve cinlerin tüm mükelleflerin Kuran’daki hitabın tamamına iman etmesi gerektiğini ortaya koyar. Kuran’ın her şeyi eksiksiz olarak kapsadığını Onun için hiçbir tebdil (başka bir hale değiştirmek) ve tağire (Bir şeyin yerini başka bir şey koymak ) uğramayan yegane ilahi kitap oluşunu ve onun hükümlerinin koyucu kendisi tarafından da korunduğunu kendinden önceki kitapların tümünü yürürlükten kaldırıldığına da inanmayı gerekli kılmaktadır.
Geçmiş peygamberlerin haberlerinin tümü onlara indirilmiş olanlar ve kendi kavimlerine tebliğ ettikleri şeyler. Kitap ve sünnette bize kadar gelmiş olanları hariç bize ulaşmamıştır. Bunun dışında kalanlara gelince apaçık deliller ve kesin incelemeler onların tebdil ve tahrif edildiklerine şehadet ediyor bundan ötürü. Peygamberlerle birlikte gönderilenlerin tümü hakkında insanlara kesin hüccet olması için Aziz ve Celil olan Allah kur’an’ı kerimin korunmasını kendi üzerine almıştır. Kur'an ı kerimin ayetleri, farzları, hikmeti, nefsi temizlemeyi ve diğerlerini kapsamına almış, Allah azze ve celle tüm insanlara hüccet olsun diye onu mucize kılmıştır.
Kuran'a imanın içine harflerine, kıraatına, muhtevasına ve kur’an’ı şerh eden sünnete inanmak gerekir. Kuranın özelliklerini öğrenmemiz için en kolay yol. Kuran’ın özellikleri öğrenmek için en kolay yol; Allah’ın kendi kitabını nasıl vasıflandırdığını veya onu nasıl isimlendirdiği ve Peygamberimizin onu nasıl vasıflandırıp isimlendirdiğini bilmemiz gerek.
İmam Zerkeşi Kuranı Kerim’İn 48 ismini saymış. Er-ruh. En-nur. ez-zikir, el-Huda, el-hak, eş-Şifa, el-mevzi ya-Mübin, Ahsenü’l hadis, el-muhkem Bunlardan bazılarıdır.
Kur’anın Tarifi Ve İsimleri Kur'ân Kelimesinin Anlamı linklere bakabilirsiniz
Kuranikerim sürülerinden en kısa sürenin veya ayetlerinden 3 ayetin benzerini getirmekte, insanın azca düşmesiyle birlikte yukarıda belirtilen hususiyetler ve diğer özellikleri bünyesinde toplayan bir kitaptır.Bu da onun Allah katında ne olduğunun bir delilidir. Kuran'a baktığımızda uyum, tevafuk ve mükemmeller içmenin birleşmesi nedeniyle Ve üslup ferah fesahat ve manaların ndaki mükemmellikten ötürü şaşırtıcı buluruz. Kuran da icaz erişilmez lik veya mucizeler vardır. Kuranın itirazı eşsiz oluşu ondaki ortak ölçüdür. Bu bile tek başına alemlere hüccet olan hissedilir bir mucizedir.
İnsanların kuranı kerim'in surelerinden en kısa bir süreyi getirmekten aze düşmeleri kuranın eşsiz olduğunun bir belgesidir. Bu işsizliğe ek olarak bazı mucizeleri de vardır. Daha sonra insanoğlunun keşfettiği fiziksel olaylardan bahseden ayetler, geçmiş ve gelecek olaylardan haber vermesi gibi kaynağının insanı olması imkansız olan şeyler de kendisini göstermektedir.
Kuranı kerim, mükelleflere, akaid ve ibadette.Yaşamımda ahlakta ve terbiyede eksiksiz olarak rehberlik etmesi onun mucizelerinden dir.Kuranın, kâinat ve hayat, zaman ve mekan konularındaki boyutlarının ancak asrımızda anlaşılması nedeniyle akıllara durgunluk veren bir düşünce sunması da onun mucizelerindendir.
Ancak günümüzde bilinen.Hikayen hatta ilgili konulardan bize söz etmesi de onun mucizelerinden indir.Kuran'ın geçmiş ve gelecek olaylardan haber verilmesi onun mucizesidir. Yine Arapların bilmedikleri eski ümmetlerden haber vermesi de onun bir mucizesidir. Hazreti Muhammed aleyhissalatu vesselamın ümmi olmasıyla beraber kuran ı kerim'in ehli kitap kitaplardaki manaların tümünü kapsamına alması da onun mucizelerindendir. Yine kur’an'ın muhtevasında zahiri ve batıni bakımından ihtilafsız uygunluğu onun mucize yanlarından biridir. Herşeyde yol gösterici olarak insanlığın ihtiyaçlarını yerine getirmesi, onun mucize taraflarından bir tanesidir. Kitaplarda iman konusu başlıca şu konuları içine alır.
1. Allah (azze ve celle)’nin her nebi ve resule indirmiş olduğu her kitaba özet olarak iman etmeyi ve Allah'ın bize isimlerini saydığı ve beyan buyurduğu şeylere ayrıntılı olarak iman etmeyi kapsamaktadır.
2. Kitaplara imanın gereği onların Allah tarafından kendilerine indirildiği resullere vahyedilmiş olduğuna kesin olarak inanmaktır.
3. Kur’an’dan önceki kitaplar ya zayi olmuştur veya tahrif edilmiştir yahut tebdil edilmiş veya değiştirilmiş ya da başka şeylerle karıştırılmıştır.
4. Kur’an’a iman insanlardan ve cinlerden tüm mükellefler için kur’an'daki hitabın tamamına iman etmeyi gerektirir.
Ferdi hayatımız yanında toplumsal hayatımız da kurana göre olmalıdır. İdare Allah’ın ve Resulullah'ın uygulaması üzere olmalı. İktisadi meselelerimizde Allah’ın çizdiği helal sınırlarında bir yapı üzere olmalı. Toplumsal bağlarımız Allah’ın emirlerine uygun olmalıdır. Aile içinde ve dışında, karı ve koca arasında, insanların birbirleri ile ilişkilerinde, kadının takabileceği süse varıncaya kadar her halimiz Kuran ve Sünnet üzere olmalıdır.
Yorum Gönder
İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...