Tevbeyi Bozmama Nöbeti

 

Tevbeyi Bozmama Nöbeti

Sirrî Sakatî’den (kuddise sirruh) şöyle rivayet olundu:

“Güçlü kuvvetli birine kafa tutan kişiye hayret ediyorum. Sabah namazını kılmış bekliyordum. O esnada gencin biri mescidin önünden geçiyordu. Arkasında atlı süvariler, önünde köleler vardı. Kendisi de çok güzel bir ata binmişti. Bineğinden aşağıya indi ve:

– Hanginiz Sirrî Sakatî’dir? Diye sordu.

Arkadaşlarım beni işaret etti. Selam verip yanıma oturdu.

– Sen, “Kuvvetli kimseye âsi olan zayıf kimseye hayret ediyorum” demişsin. Bu sözünle neyi kastettin? Diye sordu.

Dedim ki:

– Âdemoğlundan daha zayıfı yoktur. Allahu Teâlâ’dan daha kuvvetli kimse de yoktur. Zayıflığıyla beraber Âdemoğlu hâlâ Allah’a karşı günah işlemeye cüret ediyor, demek istedim.

Ben böyle açıklayınca hüngür hüngür ağlamaya başladı ve:

Benim gibi günahlara boğulmuş birisinin tevbesi kabul olunur mu? Diye sordu:

– Günaha boğulanları ancak Allahu Teâlâ kurtarır, dedim.

Genç:

– Hey Sirrî benim çok günahım var Ne yapacağım diye sordu.

 Dedim ki:

– Allahu Teala’ya tam olarak bağlan ve halis tevbe ile tevbe et. Tevbende samimi ol ve ölene kadar da tevbeni bozmama nöbeti tut… 

Kaynak: İmam Yafii