Kadiri Yolu

 

Karı-Koca Hakkında Ayetler

Karı-Koca Hakkında Ayetler

Medeni bir hayat sürmenin temel öğelerinden olan aile kurumunun kurucu iki unsuru olarak karı-kocanın, birbirine karşı hak ve sorumlulukları vardır. Kur’an’ın nazil olduğu toplumda aile vardı; ancak, Araplar ataerkil bir toplum olmaları hasebiyle, aile içinde kocanın, kuralsız ve keyfi uygulamalarına izin veren hakimiyeti söz konusu idi. Kur’an bu mutlak hakimiyet anlayışına son vererek, karı-koca arasındaki hiyerarşik ilişkiyi, eşitler arası bir ilişki olarak yeniden kurmuş ve bu ilişkiyi ahlaka ve hukuka bağlamıştır.


30 Rum Suresi  

21. İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, O’nun (varlığının) belgelerindendir. Bunlarda, düşünen toplum için dersler vardır.”


2 Bakara Suresi

222. (Ey Muhammed!) Sana kadınların aybaşı halinden sorarlar. De ki: “O sıkıntılı bir şeydir”. Aybaşı halinde kadınlardan uzak durun, temizlenmelerine kadar onlara yanaşmayın. Ama temizlendikleri zaman, Allah’ın size buyurduğu yoldan onlara yaklaşın. Allah çok tövbe edenleri sever ve çok temizlenenleri sever. 223. Kadınlarınız sizin döl yerinizdir. Öyleyse, döl yerinize istediğiniz biçimde yaklaşın; kendiniz için ileriye hazırlık yapın, Allah’a saygılı olun; O’na kavuşacağınızı bilin! İnananlar müjdele.”


4 Nisa Suresi

128. Eğer bir kadın kocasının sorumsuz davranmasından veya ilgisizliğinden yılarsa, bir anlaşma ile barışmalarında kendilerine bir engel yoktur. Anlaşmak daha iyidir. Ama ruhlara tamahkârlık yerleştirilmiştir. Eğer iyi davranır ve Allah’a saygılı olursanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” 

19. Ey inananlar! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Apaçık edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, hoşlanmadığınız bir şeyi Allah çok hayırlı kılmış olabilir. 20. Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, birincisine bir yük altın vermiş olsanız bile ondan bir şey almayın. Onu, iftira ederek ve açık günah işleyerek mi alacaksınız? 21. Onu nasıl alırsınız ki, birbirinizle kaynaşmıştınız ve kadınlar da sizden sağlam güvence almışlardı.”

34. Allah’ın, bazılarını bazılarından üstün kılmasından ve erkeklerin mallarından harcamalarından dolayı, erkekler kadınları kollayıp gözetirler. (1) İyi kadınlar gönülden saygılı olup Allah’ın kendilerini korumasına karşılık, saklı olanı muhafaza ederler. Sorumsuz davranmasından(2) korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarından ayrılın ve onlara vurun.(3) Eğer size itaat ederlerse, aleyhlerine başka bir yol aramayın. Allah yücedir, uludur. 35. Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Eğer onlar düzeltmek isterlerse, Allah aralarını bulur. Allah bilendir, haberdardır.”


58 Mücadele Suresi 

1. (Ey Muhammed!) Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir; (4) zâten Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir. 2. İçinizde karılarına zıhar (5) yapanlar (bilsinler ki,) karıları anneleri değildir; anneleri, onları doğuranlardan başkası değildir. Onlar kötü ve yamuk bir söz söylemektedirler. Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır. 3. Karılarına zıhar yapıp, sonra sözlerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köle azat etmeleri gerekir. Size verilen öğüt budur. Allah, işlediklerinizden haberdardır. 4. (Bunu) bulamayanın, karısıyla temastan önce, iki ay aralıksız oruç tutması gerekir. Buna gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu, Allah’a ve Elçisine inanmanız içindir. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır; inkâr edenlere can yakıcı bir azap vardır.”


Dipnotlar

1- Erkeklerin kadınlar karşısındaki statülerini belirten kavvâm kelimesi, ‘kollayıp gözeten’, ‘koruyan, yöneten’ gibi anlamlara gelir. Ayette erkeklerin aile içerisindeki bu statüleri iki hususla temellendirilmektedir. Birincisi, “Allah’ın bazılarını diğerlerinden üstün kılması”dır. Bu ifadeyi insan olma onuru ve haysiyeti açısından üstünlük olarak anlamak Kur’an’ın baştan sona kadar savunduğu temel düşünceye aykırıdır. 

Burada kastedilen, erkekle kadının yaratılıştan getirdikleri farklılıklardır. Erkeğe koruyuculuk ve reislik sorumluluğunu yükleyen, onun bedensel ve ruhsal yapısının dayanıklı oluşudur. Savaşmak. bedensel olarak çalışmak ve zor çevre şartlarına dayanmak böyle bir bedensel ve ruhsal yapıyı gerektirir. Bunlar da kadında olmayan, dolayısıyla erkekte fazla olan şeylerdir.

Başka açılardan da kadın erkekten Üstündür (sevgi merhamet, çocuk doğurma vs.) İkinci gerekçe ise, Kadının bütün barınma, beslenme ve giyinme gibi ihtiyaçlarının erkek tarafından üstlenilmesidir. Bu ikinci gerekçe şartlı olduğu için, erkek geçim yükünü kadınla paylaştığı ölçüde, kollayıp gözetme yükümlülüğünü / aile reisliğini de paylaşmış olmaktadır.

2- Kur’an’da bir kez daha yer alan (4 Nisa/128) nüşuz kelimesi, esasen başkaldırmak anlamına gelir. Bu ayette nüşuz evli kadının sergileyebileceği bir olumsuz davranış olarak yer aldığı için, genellikle kavvam kelimesinin yönetici olarak anlaşılmasına bağlı olarak-itaatsizlik etmek şeklinde anlaşılmış ve çevrilmiştir. Oysa, Kuran’da bu kelime karının kocaya veya eşlerden birinin diğerine karşı değil, taraflardan birinin aradaki evillik akdine ve bu akdin gerektirdiği sorumluluklara karşı başkaldırısı ifade eden bir bağlamda kullanılmaktadır. Bu nedenle, kelimeyi ‘sorumsuz davranma’ şeklinde çevirdik. Bu sorumsuzluğun içeriği ise, hem bu ayette, hem de 4 Nisa/128. ayette, metnin bütünlüğünden anlaşılmaktadır.

3- Burada kocaya Önerilen bu cezaların hepsini birden veya dilediğini uygulaması değildir. Konuya aklı selim ile yaklaşıldığında verilecek cezanın, kadının sorumsuzluğunun türüne ve derecesine göre değişmesi gerektiğini belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu ayetteki vurma tavsiyesinden dolayı Kur’an’a saldırmayı marifet sayanların, bu cezalandırma biçimlerinin tamamen Kur’an’ın indiği dönemin toplum ve aile yapısını baz aldığını bilmeleri gerekir. İkinci cezalandırma tarzı (cinsel boykot), bunun en açık göstergesidir. Hemen hemen bütün erkeklerin birden fazla kadınla evli bulunduğu bir toplumda, kocanın eşlerinden herhangi birini cinsel ilişkiden mahrum bırakması, anlamlı bir ceza olabilir. Aynı şeyi tek kadınla evliliğin yaygınlaştığı bir toplumda uygulamanın, kadının yanı sıra erkeğin kendisinin de cezalandırılması anlamına geleceği açıktır.

4- Kocasının kendine zıhar yaptığı Havle binti Salebe Hz. Muhammed’e gelip, kocasını şikayet etmişti. Bu ve devam eden ayetler bu konuda inmiştir.

5- Cahiliyye Arapları arasında yaygın olan zıhar’ adetinden söz edilmektedir. Karı ve koca herhangi bir nedenle kavga edip de erkek kızdığında, Karısına “sen bana anamın sırtı gibisin” diyerek onu anasının yerine koyar ve onunla cinsel ilişkiden uzaklaşırdı. Fakat bu tam bir boşama olmadığı için kadın başkasıyla da evlenemezdi. Dolayısıyla, bu uygulama her halükarda kadına eziyetten başka bir şey değildi.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs