Kadiri Yolu

 

Sülûk’te Başkalarını Kıskanma

Sülûk’te Başkalarını Kıskanma

Seyrü sülûk yoluna giren kimse için en gizli, fakat en yıkıcı afetlerden biri kıskançlık (haset) hastalığıdır. Haset, kalbi yakar; nuru söndürür; kardeşlik bağlarını çözer. Sülûk yolcusu için bu hastalık, çoğu zaman nefisten gelen ince bir sızı şeklinde başlar; fakat tedavi edilmezse, manevî yükselişin önünü tıkar, kişiyi bâtınî felce uğratır.


Kıskançlığın Sülûk Yolundaki Görünümü

Tasavvuf mektebinde yol alanlar, farklı fıtratlara, farklı istidatlara sahiptir. Kimi hizmette, kimi zikirde, kimi tefekkürde, kimi muhabbet ve edeptedir. Bu farklılık, Allah Teâlâ’nın hikmetinin bir yansımasıdır; çünkü O, her kuluna ayrı bir nasip, ayrı bir renk, ayrı bir nefes vermiştir. Lakin nefis, bu hikmeti çoğu zaman kavrayamaz; “neden o ilerledi de ben geride kaldım” der. İşte bu söz, sülûkün özüne zıttır. Çünkü bu yol, yarış değil arınıştır; başkasıyla değil, nefisle mücadeledir.


Kur’an’ın Işığında Haset

Kur’an-ı Kerîm, bu hastalığın kökünü ilk insan kıssasında gösterir: “Ey Resûlüm! Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini oku... Kurbanı kabul edilmeyen (Kâbil), ‘Seni öldüreceğim’ dedi. (Kardeşi Hâbil dedi ki:) “Allah, ancak takva sahiplerinden kabul eder.” (el-Mâide, 27)

Kabil’in kıskançlığı, Hâbil’in takvasına tahammül edemeyişiydi. Oysa Allah, lütfunu dilediğine verir.  Kur’an başka bir ayette şöyle buyurur: “Yoksa Allah’ın fazlından insanlara verdiği nimetlere haset mi ediyorlar?…”  (en-Nisâ, 54)

Haset eden, aslında kardeşini değil, Allah’ın takdirini sorgular.  Bu yüzden sufiler demiştir ki: “Haset, ilâhî taksime razı olmamaktır.”


Resûlullah’ın (sav) Uyarısı

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Birbirinize haset etmeyiniz, kin tutmayınız, sırt çevirmeyiniz. Allah’ın kulları olarak kardeş olunuz.” (Buhârî, Müslim)

Ve yine buyurur: “İnsanlar birbirlerine haset etmedikleri sürece hayır üzeredirler.”
(Taberânî)

Demek ki kardeşini kıskanmak, sülûk halkasının bereketini de bozar; çünkü kıskanç kalpte muhabbetin nuru barınmaz.


Tasavvuf Ehlinin Haset Üzerine Sözleri

1. Seyyid Abdülkâdir Geylânî (k.s.) der ki:

“Haset, kalpteki yakıcı bir dumandır; önce sahibini boğar, sonra çevresini karartır. Kardeşinin nimetini kıskanma; bil ki o nimet, senin imtihanın içindir. Nefsin, kardeşinin derecesine göz diktiğinde, hemen kendi ayıplarına dön; o zaman haset yok olur.” (Fütûhü’l-Gayb, 37. Makale)

2. İmam Gazâlî (r.h.) der ki:

“Hasedin kökü sevgisizliktir. Kardeşini sevseydin, onun nimeti seni sevindirirdi.  Kalbinde sevgi azaldıkça haset çoğalır; sevgi çoğaldıkça haset erir.” (İhyâ, C.3, Bab: Haset)

3. Kuşeyrî (r.h.) der ki:

“Sâlikin kalbi, kardeşinin derecesine sevinç duymuyorsa, hâlinde fesat vardır.  Zira ‘muhabbet’, sevilenin sevdiklerine de sevinmektir.” (Risale, Bab: el-Haset ve’l-Gayra)

4. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî (k.s.) der ki:

“Güneş, başka kandillerin parlamasından rahatsız olmaz. Işığı kendi nurundan bilir. Sen de kardeşinin parlayışına sevin; onun ışığı senin yolunu da aydınlatır.” (Mesnevî, II/1923)

5. İmam Rabbânî (k.s.) der ki:

“Hak yolcusu, kendisinden üstün olanı gördüğünde, onu kıskanmak değil, onunla Allah’a yaklaşmayı dilemelidir. Çünkü o, senin için bir delildir; senin önündeki bir ışık gibidir.” (Mektûbât, I/266. Mektup)


Sülûk Ehli İçin Terbiye Yolu

Hasetten kurtulmanın üç kapısı vardır:

1- Rıza Kapısı:
Allah’ın takdirine teslim olmak. Her nimetin, her derecenin O’nun taksimiyle verildiğini bilmek.
2- Muhabbet Kapısı:
Kardeşinin hâline sevinmek. Onun nimetine dua etmek. Çünkü Resûlullah (sav) buyurdu: “Bir kimse, kardeşi için istediğini kendisi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz.” (Buhârî, Müslim)
3- Tevazu Kapısı:
Kendi nefsini kusurlu bilmek. Kardeşinin ilerleyişini Hak’tan bir ikram olarak görmek.


Hasetten Saflığa

Sülûk’te ilerlemek, kalbin saflaşmasıyla mümkündür. Kıskançlık, bu saflığın önündeki en kalın perdedir. Kardeşinin yükselmesi, senin düşüşün değildir; bilakis o, senin yükselmen için bir aynadır. O aynaya bak, kendi eksikliğini gör, onu tamamla.

Seyrü sülûk, nefisle yarış, kalple terbiye, muhabbetle kemaldir. Haset ateşini söndürmenin tek yolu, kalbi muhabbetle doldurmaktır. Zira muhabbet, nefsin karanlığını aydınlatan tek ışıktır.

“Bir başkasına verilen lütuf, beni mahrum bırakmak için değil, beni terbiye etmek içindir.”


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar