Kadiri Yolu

İNSANLARLA BERABER BULUNMANIN ŞARTI

İNSANLARLA BERABER BULUNMANIN ŞARTI


Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştik: “İnsanlarla beraber olup onların ezalarına sabreden müslüman, insanlara karışmayıp ezalarına sabretmeyenden daha faziletlidir." Buhari, Edebü'l-Müfred s. 140-141; Tirmizî, Sifatü'l-Kıyâme, 55; İbn Mâce, Fiten, 23; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/43, 5/365; Ebû Nuaym, Hilye, 7/365, 5/62; Târihu Isbahân, 1/175; İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, 10/512; el-Metálibü'l-Âliye, 3/8, 174; ayrıca bk. Saydavi, Mu'cemü'ş-Şüyüh, s. 421; İbn Ebû Şeybe, Musannef, 8/565.


İnsanlarla beraber olmakla ilgili bu rivayetler, insanlara karışmak, onlara katılmak kendisini yüce Allah'ın zikrinden alıkoymayan, Allah rızâsı için ihlâslı amel etmesine mani olmayan müslüman içindir. Eğer insanlarla beraber bulunması onu bunlardan alıkoyuyor ve uzlete çekildiğinde ibadetle meşgul olup vakitlerini değerlendiriyorsa, halktan uzlete çekilip taatle meşgul olması daha hayırlıdır. Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.


Ebû Saîd-i Hudri'den: Resûlullah Efendimiz (s.a.v) içimizde ayağa kalktı ve bizlere hutbe irad etti. Hutbesinin bir yerinde şöyle buyurdu: "Rabbim katına davet edilmem ve buna icabet etmem çok yakındır. Benden sonra sizlere bazı idareciler gelecek. Bunlar bildiklerini söyleyecekler, bildikleriyle hüküm verecekler. Bunlara itaat bana itaat demektir. Bunlar böyle bir müddet devam eder. Sonra sizlere başka idareciler gelecek. Bunlar bilmediklerini söyleyecekler, bilmedikleriyle hüküm verecekler. Bunlara akıl veren, yardımcı olan ve destek çıkanlar kendileri helâk olduğu gibi başkalarını da helâke sürüklemişlerdir. Bedenlerinizle bu idarecilerle beraber olun, ancak (Allah'ı razı etmeyecek işlerde) amellerinizle onlardan ayrılın. İyilik yapanın iyi yaptığını, kötü yapanın da yanlış yaptığını söyleyin." Heysemi, Mecmau'z-Zevâid, 5/215, 236


Musa b. Ebû İsâ anlatıyor: Hz. Ömer Hâriseoğulları'nın su temin ettikleri kaynağa gelince Muhammed b. Mesleme'yi gördü. Ona, "Yâ Muhammed! Beni nasıl görüyorsun?" diye sordu. O da, "Vallahi, seni arzuladığım ve senin için hayır murat edenlerin görmek istediği gibi görüyorum. Seni (devlete) mal toplamaya karşı kararlı, ona karşı namuslu, taksim etmede de adaletli görüyorum. Eğer haktan meyledecek olursan, eğri okun düzeltme aletinde düzeltildiği gibi seni doğrulturuz" karşılığını verdi. Hz. Ömer, "Nasıl dedin?" diye sorunca, o da, "Eğer haktan meyledecek olursan, eğri okun düzeltme aletinde düzeltildiği gibi seni doğrulturuz" sözünü tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Ömer, "Beni haktan sapacak olduğumda düzeltecek insanlar içinde bulunduran rabbime hamdolsun" dedi (İbnü'l-Mübârek, Zühd, s.179). Hz. Ömer şunu da demiştir: "Bana kusurlarımı gösterene Allah rahmet etsin" (Serrac, el-Lüma', s. 133) (M).


Ebû Zer'den: Resûlullah Efendimiz (s.a.v) parmaklarını birbirine geçirerek bana, "Ey Ebû Zer! Kötü bir toplum içinde bulunduğunda ne yaparsın?" buyurdu. Ben, "Yâ Resûlallah! Bana neyi emredersiniz?" diye sordum. "Sabret, sabret, sabret. İnsanlara ahlâklarına göre güzel muamele edin, ancak (kötü) amellerinde onlara muhalefet edin" buyurdu. Hakim, el-Müstedrek, 3/343; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, 7/283. 


Hz. Ali (r.a) bir konuşmasında cemaatine şöyle dedi: "Konuşmalarınızla ve bedenlerinizle insanlarla beraber olun, ancak Allah'ı razı etmeyecek işlerde kalpleriniz ve amellerinizle onlardan ayrılın. Çünkü insana kazandığı vardır ve kişi kıyamette sevdiği ile beraberdir."  Dârimî, Mukaddime, 30.


Ebû Muhammed Cerîrî'ye uzletin ne olduğu sual edilince şu cevabı vermişti: "İnsanların arasına girdiğinde, gönlünü onlara karışmaktan muhafaza etmen; nefsini günahlardan muhafaza eyleyerek sonunda kalbinin yüce Allah'a bağlı olmasıdır." Bu söz benzer manada Abdullah b. Mesud'dan da rivayet edilmiştir:


Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: "İnsanlarla beraber olun, ancak Allah'ı razı etmeyecek işlerde onlardan ayrılın. Keza onları da memnun olacakları şekilde dostluk edin, fakat dininize zarar vermeyin." Veki' b. Cerrâh, Zühd, 3/853; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebir, 9/412; Hattâbî, Uzlet, s. 113; İbn Ebû Şeybe, Musannef, 5/565. Müellif yukarıda hadisin ardından, "Bu söz Hz. Ali'den de rivayet edilmiştir. Bazı zayıf râviler bunu Abdullah b. Mesud'dan muttasil senedle rivayet etmişlerdir ancak sağlam değildir" der ve diğer rivayete geçer.


Zünnûn-i Mısrî diyor ki: "Rabbini tanıyan insan kulluğun tadına, zikir ve taatin lezzetine varır. Böyle bir insan bedeniyle insanların arasındadır, ancak düşünceleri ve gönül deryası onlardan uzaktadır."


Kaynak; Beyhaki Kitabu'z-Zühd




Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs