Kadiri Yolu

Seyr lillah

Seyr lillah 


Sûfînin tasavvuf eğitiminin ikinci mertebesindeki seyri “seyr lillah” olarak isimlendirilmektedir. “O gün geldiğinde artık emir (buyruk) Allah’a aittir (İnfitâr 82/19)” âyeti ve “Haydi Allah’a secde edin ve kullukta bulunun (Necm 53/62)” âyeti bu yolculuğa işaret etmektedir. 


Sâlikin yapmış olduğu manevî yolculuk her bir merhalede yeni bir nitelik kazanarak devam etmektedir. İlk mertebede Hakk’a yönelme (teveccüh) vasfını elde ederek yolculuğuna başlayan sâlik ikinci mertebe olan “seyr lillah”ta bu yolculuğun sadece Allah için yapılması gerektiğini idrak eder. Böylelikle salik âmellerine, dünyaya ve âhirete bağlanmaktan kurtulur ve hâlisâne bir tavır ile manevî yolculuğuna devam eder. 


Yahyâ Şirvânî (ö.869/1464) yolculuğun bu vasfına dikkat çeker. Ona göre sâlikin cümle âlemden nazarını kesmesi ve âhirete de tamah etmekten vazgeçmesi gereklidir. Zira bu yolda Hakk’tan başkasına tamah edenin makāmı seyr lillah olmaz.


Çelebi Halîfe (ö. 899/1493-94) bu makamın manevî yolculukta “Allah için olmak (men kâne lillah)” vasfını ifade ettiğini belirtir. “Kim Allah için olursa Allah da o kimse içindir” sözü de bu manayı tazammun eder. 


Bu yolculuğun vasıfları sâlikin uhrevî gaye ve maksatlara tamah etmemesi, Hakk’ın katında üstün olmayı istemesi, değirmenin altındaki taş gibi tahammül vasfına sahip olması ve nefsin arzularından büsbütün kurtulmasıdır.  Bu vasıflara sahip olan sâlik seyrini gizli zikir ile tamamlamalıdır. Bu mertebede sâlike Allah katından bazı irfânî atiyyeler (bağışlar) ihsan olunur. Bu atiyleler bütün azalarının zikretmesi sebebiyle sâlikin yaşadığı bazı manevî tecrübelerdir.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs