Kadiri Yolu

 

Nefs-i Levvâmeden Düşüş Sebepleri ve Modern Hayattaki Karşılıkları

Nefs-i Levvâme’den Düşüş Sebepleri ve Modern Hayattaki Karşılıkları

Bismillahirrahmanirrahim

Nefs-i Levvâme, kulun kendi hatasını fark etmeye başladığı, pişmanlıkla kendini kınadığı ve kalbin uyanışa geçtiği bir makamdır. Ancak bu makam istikrar makamı değil, tehlikeli bir geçiş durağıdır. Tasavvuf büyükleri bu makam için şu benzetmeyi yapar: “Levvâme, iki uçurum arasında kurulu dar bir köprüdür.”

Bir yüzü nefs-i emmâreye, diğer yüzü nefs-i mülheme ve mutmainneye bakar. Kul burada ayakta duramazsa, çoğu zaman geriye düşer.


Gizli Riya ve Beğenilme İhtiyacı

Levvâme makamındaki mürid zahirde amellere devam eder; namaz kılar, zikir yapar, hizmet eder. Ancak kalbin derininde şu ses belirir: “Beni fark etsinler… Anlaşılayım… Takdir edileyim…” İmam Gazâlî bu hâli şöyle tarif eder: “Riya bazen amelden değil, amel sahibinin amelini gizleyememesinden doğar.”

Modern hayattaki karşılığı:

Dini hassasiyetleri sosyal vitrine taşıma, “Farkındalık”, “bilinç”, “manevî derinlik” diliyle kendini üstün hissetme, Sosyal medya üzerinden dolaylı takva gösterisi. Bu hâl fark edilmezse mürid levvâme ikliminden emmâreye doğru kayar, çünkü merkez yeniden benlik olur.


Ameli Amaç Hâline Getirmek (Amelde Takılı Kalmak)

Tasavvuf büyükleri der ki: “Amel yolun kendisi değil, yolun işaretidir.” Levvâme’deki büyük tehlike, amelin hikmetini ve ruhunu unutarak amelin kendisini gaye edinmektir. Kul namaz kılar ama kalp yumuşamaz, oruç tutar ama kibir kırılmaz.

Modern hayattaki karşılığı:

“Ben görevimi yapıyorum” diyerek ahlâkî dönüşümü ihmal etmek, İbadeti, ruhu dönüştürmeyen bir alışkanlığa çevirmek, Dini hayatı “check-list” mantığıyla yaşamak. Bu durumda kişi zahiren ilerliyor gibi görünür ama bâtınen yerinde sayar, hatta geriye düşer.

Dünya Sevgisinin Masum Kılıklar Altında Geri Dönmesi

Levvâme’de dünya sevgisi çoğu zaman açık günah şeklinde değil, meşru gerekçelerle geri döner. “Helal kazanıyorum”,“Ailem için”,“Hizmete daha çok katkı için”…

İmam Rabbânî bu noktada uyarır: “Dünya sevgisi kalpte yer ederse, helal bile perde olur.”

Modern hayattaki karşılığı:

Kariyer, statü ve maddî konforu ‘hikmetli hedefler’ gibi sunmak. “Daha iyisi olmalı” düşüncesiyle kalbi sürekli dünyaya bağlamak. Zühdü içten içe terk edip bunu makullükle süslemek. Bu hâl, kalbi ağırlaştırır; mürid fark etmeden tevhid hassasiyetini kaybetmeye başlar.


Mürşid Rehberliğinden Kopuş ve Bireysel Hakikat İddiası

Levvâme makamında mürid artık bazı şeyleri gördüğünü sanır. İşte en tehlikeli nokta burasıdır. Bayezid-i Bistâmî’nin sözü bu hâli özetler: “Ben sandığın şey, seni Hak’tan ayıran en kalın perdedir.”

Modern hayattaki karşılığı:

“Benim yolum bana yeter” anlayışı. Geleneksel rehberliği küçümseyip kişisel maneviyat inşası, “Zahir önemli değil, batın önemli” diyerek şeriat ölçüsünü gevşetmek. Bu hâl kişiyi kendini ölçü yapan bir benliğe sürükler ve düşüş hızlanır.


Sosyal Çevre ve Görünürlük Baskısı

Tasavvuf, kalbi korumayı ister. Levvâme’deki mürid henüz tam istikrar bulmamıştır. Yanlış çevre, kalbi kolayca sarsar.

Modern hayattaki karşılığı:

Sürekli tartışma, cedelleşme ve haklı çıkma arzusu. Elit çevrelerde kabul görme ihtiyacı. “Ben de varım” deme dürtüsü. Bu durum halkla meşguliyeti artırır, Hak’la olan iç bağ zayıflar.


Levvâme’de Kalmanın Çaresi

Tasavvuf büyükleri bu makam için tek kurtuluş reçetesi verir:

- Sürekli muhasebe 

 - Ameli gizleme

- Benliği suçlu görme 

- Hidayeti Allah’tan bilme

- İlerlemeyi kendinden değil, lütuftan sayma

Cüneyd-i Bağdâdî der ki: “Kendini kurtulmuş sanan, en çok helâk olana yakındır.” Levvâme’den düşüş çoğu zaman büyük günahlarla değilküçük ama sürekli ihmal edilen kalbî kaymalarla olur. Bu yüzden levvâme ehlinin duası şudur: “Allah’ım, beni kendimle baş başa bırakma.”


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski