Kadiri Yolu

 

Bu dünya bir leştir onun taliplisi ancak itlerdir

Bu dünya bir leştir onun taliplisi ancak itlerdir

Bu dünyayı sevmiyorum ama kaçma da kaçamıyorum dememelidir. Kişi sevmediğinden kaçmalı, sevdiğine koşmalı. Kişinin yaşanılan sorunlardan kaçması o sorunlardan kurtulmasının çözümü değildir. Öyleyse kişi etrafında gelişebilecek ve sorun oluşturacak ne varsa onlardan uzaklaşacak adımlar atmalıdır. 

Eline dünyalık geçince, ele gelenlerin çoğalması için başlar gayret sarf eder. Sonra da ağlamaya başlar, gece gündüz dünyası için düşünür, dünyasını mamur etme gayretleri ile, ele geçenler arttıkça ahiret başlar kaybolmaya. 

Halbuki, kişinin eline geçen mal temiz ve helalinden ise, salih amellerin çoğalmasına vesile olur. Hak yolunda o mal size birçok hayrın kapısını açar. İbrahim Aleyhisselam’ın malı çoktu, kendisi aba giyinirdi. Ama fakirlere verdiği vakit bin bin akçe verirdi. Kendisi arpa ekmeği yerdi fakirlere türlü türlü nimetleri yedirdi. 

Sen ise sofra artıklarını fakirlere yediriyorsun. Bu zamanın zenginleri imkan olsa da bir kuruşu iki fakire versek derler. Evlerinizdeki israf çöplerinizden bellidir. Fakirlerin halinden haberdar olmak istemezler. Amma sözde Salihlerin hallerine boyanmış gibi geçinirler. 

Resulü zişan efendimiz fakirlere akçe verdiği zaman yıkar ve Misk kokusuyla kokulandırır öyle verirdi. Fakirlerin eli, Allahu Teala’nın elidir buyururdu.

Sana cimrilik ettirip malını hak yoluna verdirmeyen bil ki şeytandır. Çünkü şeytanın adeti budur. Bir kişi bir fakire bir şey verecek olsa şeytan hemen gelir ve onu bu yapacağı hayırdan men etmeye çalışır. “Malını yok yere eksiltme, kimseye verme, bilmez misin ki onun da kötürüm olursun, ihtiyar piri fani olursun o zaman sana bu lazım olur. Elinde varken neden onu eksiltip yok edersin. Fakirlere verip de heba edersin. Yarın sende fakir düşebilirsin namerde muhtaç olabilirsin.” gibi birçok vesveseler. 

Bu sefer de kişi elini cebinden çeker gönlünden de hayrı siler. Şeytanım bu telkinleri ne yazık ki bitmez. Sana bunu bir insan söylüyorsa bil ki o’da adem şekline girmiş bir şeytandır. 

“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet vadediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” Bakara / 268

Şu halde bu dünya bir gölgelik gibidir. İster Allah’ın sözünü tut ve ahiret yoluna doğru yürü sevdiklerine arzu ettiklerine kavuş. İstersen şeytanın sözünü tut cehenneme doğru koş sevmediğin şeyler ve arzu etmediğin şeylerle karşılaş. Hak Teala’nın verdiği malı fakirlerden esirgeyen, kıskanan, nefsine şehvetine harcayan, al oğlum al kızım gençsiniz harcayın eğlenin deyip harcayan, artanını bankaya repo veya kar zarar hesaplarına yatıran kişi Cennet yolunda değildir. Cennet yolunda olan o kişi ehlinden ve iyi halinden kesilir. Malından fakirlere verir hatta kendi nefsinden kesip ihtiyacı olanlarla paylaşır ki, aldığı yol cennet yolu olsun. 

Hz. Ömer-ül-Faruk radıyallahu anh, bir gün huzur-u Resûlullah’a girdi. Resûl-ü efham efendimizin bir hasır üzerinde yatmakta bulunduklarını gördü. Mübarek tenine hasırın değdiği yerler çukur çukur iz bırakmıştı. Hz. Ömer radıyallahu anh bu hali görünce ağlamaya başladı. Aleyhissalâtü vesselâm efendimiz sordu:

– Yâ Ömer! Niçin ağlıyorsun?

– Yâ Resûlallah! Nasıl ağlamayım ki, Kisrâ ile Kayser’in bunca nimetleri vardır, kalın ve yumuşak döşekleri vardır, üzerinde yatarlar. Onlar Allah’ın düşmanları iken bu rahat ve saadete nail oluyorlar da, sen ki Allah’ın dostu ve sevgilisisin, mübarek yanını hasır yol yol etmiş. Ne var ya Resûlallah! Bıraksan da altına bir abacık olsun döşesek.

İmam-ül-etkiyâ efendimiz saadetle buyurdu: Yâ Ömer! Onlar öyle bir kavimdir ki, bu yerin rahatlığı için âhiret rahatlarını terk eylediler. Biz, öyle bir kavimiz ki, dünya rahatlarını terk edip, âhiret rahatlarını kabul eyledik. Yâ Ömer! Bu dünya, âhirete nisbetle şuna benzer: Bir kişi, bir denize serçe parmağını soksa, ne kadar yaş kalırsa, dünyada âhirete nispetle odur. Bu dünyanın sebatı şuna benzer ki, var iken yok olur. Yazık yazık o kişiye ki, böylesine bir hayale aldanır. Ya Ömer! Kişi dünyada ne kadar hoşluk sürerse ahiretteki nasipsizliğindendir. Bu dünyayı zahmet ile geçirelim ki ahiret günü rahatlıklarını bulalım. 

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs