Kadiri Yolu

 

Amel (Çalışmak) Hakkında Ayet ve Hadisler



Amel (Çalışmak) Hakkında Ayet ve Hadisler

“(Ey münafıklar! Siz de) sizden öncekiler gibi (yaptınız). Onlar sizden kuvvetçe daha üstün, mal ve evlatça daha çok idiler. Onlar (dünya malından) paylarına düşenden faydalandılar. İşte sizden öncekiler nasıl paylarına düşenden faydalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve (batıla) dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleri dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar ziyana uğrayanların kendileridir.” Tevbe / 69

“Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (Tevbe ederlerse) umulur ki Allah onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” Tevbe/102 

“De ki: “İstediğinizi işleyin; Allah, Peygamberi ve müminler işlediklerinizi görecektir. Hepiniz, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size, işlediklerinizi bildirecektir.” Tevbe/105

“Şüphesiz iman edip salih amellerle uğraşanlara gelince; Biz gerçekten (böyle) en güzel davranışta bulunanların ecrini asla zayi etmeyiz.” Kehf/30

“İnkar edenler, Beni bırakıpta kullarımı dost edinmelerini yeterli mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi inkarcılara konak olarak hazırladık. “Size, amelce en çok kayıpta bulunanları haber verelim mi?” de. Dünya hayatında, çalışmaları boşa gitmiştir, oysa onlar güzel iş yaptıklarını sanıyorlardı. Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Bu yüzden işleri boşa gitmiştir. Kıyamet günü Biz onlara değer vermeyeceğiz.” Kehf/102-105

“Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.” Nahl/97

“Çünkü Allah, (kötülükten) sakınanlar ve güzel amel edenlerle beraberdir.” Nahl/128

“İşlediklerinden ötürü herkesin bir derecesi vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir. Kendilerine haksızlık yapılmaz.” Ahkaf/19

“(Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?” Yasin/35

“Şüphesiz iman edenler; Yahudilerden, Hristiyanlardan ve sabiilerden de Allah’a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için Rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.” Bakara / 62

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” Cuma/5

“Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hristiyan vb. nin) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.” Maide/ 5

*

“İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyla sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyla sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyla sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.” Maide/93

“Rablerini inkar edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur.” İbrahim/18

“Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.” İsra/ 13

“Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!” Mü’min/58

“İnkar edenlere gelince, onların amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış, üstelik yanı başında da (inanmadığı, kendisinden sakınmadığı) Allah’ı bulmuştur; Allah ise, onun hesabını tastamam görmüştür. Allah hesabı çok çabuk görür.” Nur/39

“Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” Asr/1-3

***/***

– Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî (ﷺ) şöyle buyurdu: “Her kul öldüğü hal (amel) üzere diriltilir.” Müslim, Cennet 83

– Rasulullah (ﷺ)  şöyle buyurmuştur: “Ne amelsiz iman, nede imansız amel kabul edilmez.” Taberani, F.Kadir 6/453

– Mikdam b. Ma’di Kerib’den (r.a): Hz. Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: “Hiçbir kimse asla kendi elinin emeğini yemekten daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allah’ın peygamberi Hz. Davud da (s.a.) kendi elinin emeğini yerdi.” Buhari,Büyü;15

– “Ebu Hureyre’den (r.a): Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurdu: “Zekeriyya Aleyhisselam marangoz (doğramacı) idi.”  

– Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Helal (rızık) aramak dini yükümlülüklerden bir vecibedir.” Taberani Beyhaki Keyful hafa, 2/59. 162.1

– Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Ruhul-Kuds (Cebrail) kalbime şunu ilham etti: Hiçbir can rızkını bitirmedikçe asla ölmeyecektir. Dikkatli olun. Allah’tan korkun, rızkı aramada güzel yol takip edin Rızkın gecikmesi, sizi, asla o rızkı Allah’a isyanla elde etmeye sevk etmesin çünkü Allah katında olan ancak O’na taat yoluyla elde edilir.”

– Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah (c.c.) sanatkar kulu sever. Çoluk çocuğu için rızık arayan Allah yolunda cihad eden gibidir.” (Ahmed. Mecmauz zevaid. 4/62)

–  Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Kim el emeğinden yorgun düşerse affolunmuş olarak aksamlamış olur.” (Kaynağı bulunamamıştır) 

–  Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Öyle günahlar vardır ki ne namaz, ne zekat ve ne de hac onlara keffaret olmaz. Onlara ancak geçim telaşı içerisinde çekilen sıkıntılar kefaret olur.” (İbn Babeveyh Taberini keşful-hafa, 1/297)

–  Rasûlullah(ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah Teala, helal rızık arama yolunda kulunu yorgun düşmüş görmekten hoşlanır.” (Deylemi Kenzu’l-ummal 9200; İthaf, 5/415)

–  Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Sabah namazını kıldığınız zaman rızkınızı aramadan gafletle uyumayın!” (Taberani, Feyzul kadir 1/394) 

–  Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Rızkı ve ihtiyaçlarınızı aramada erken davranınız! Çünkü sabah vakit bereket ve başarı vaktidir.” (Taberani. [Feyzu’l-kadir. 1/394.)

Atalarımız sabah namaz vakti ile birlikte ayakta idiler. Bereket diye bir şeye inanırlardı. Onlar koyun ile köpeği misal olarak gösterirler ve şöyle derlerdi: Köpek yılda beş-on yavru yapar, fakat nesli sürmez. Koyun ise senede sadece bir kuzu yavrular; fakat bir kaç sene içerisinde neslinden bir sürü peyda olur. Çünkü köpek gece boyunca koşar, yeler, havlar; fecir vaktinde ise uyur ve sabahın bereketinden nasibini almaz. Koyun ise hiçbir seher vaktini kaçırmaz; sabahın bereketinden istifade eder. O yüzden de soyunda bereket vardır. Bu misaller Batı değerleri ile şekillenmiş, bereket gibi inanabileceği değerleri olmayan yeni nesiller için bir anlam ifade etmeli, kimliklerini düşünebilmelerine zemin oluşturmalıdır.)

– Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “En üstün kazanç, hile karışmayan alışveriş ile kişinin kendi elinin emeğidir.” ( Bezzar Ahmed (Feyzul-kadir 2/471)

– Rasûlullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “En hayırlı kazanç -halisane olması halinde çalışanın ellerinin kazancıdır.” (Ahmed 2/334, 357)

– Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde en pişman olacak kişi helal olmayan yoldan mal kazanmış olup da bu yüzden cehenneme giren adamdır.” (Buhari,(Kenzul-ummal,28696;İthaf,1/371) 

– Rasulullah (ﷺ)şöyle buyurmuştur: “Kan akıtan (güçlü) pazular senin beğenini çekmesin. Çünkü Allah katında ona sürekli ölüm cezası tattıracak hiç ölmeyen bir celladı olacaktır. Haram yoldan mal kazanan kişi de senin beğenini kazanmasın. Çünkü o, bu haram malı harcasa ve sadaka olarak verse, ondan kabul edilmez. Bıraksa yanında kalsa, o malın bir hayrını görmez. Ondan geriye bir şey kalmışsa o da cehenneme giderken azığı olur.” (Ebu Davud, Mecmauz zevaid. 2/298; Terğib, 2/551; kısmen ahmed,1/3879)

– Ebu Abdirrahman Avf b. Malik el-Eşcai (r.a) anlatır: “Dokuz veya sekiz veya yedi arkadaş Rasulullah’ın (ﷺ) yanında idik. (Bize): “Allah’ın Rasulüne bey’at etmez misiniz?” buyurdu. Biz: “Sana bizler (çoktan) bey’at ettik ya Rasulallah!” dedik. Sonra (yine): “Allah’ın Rasulüne bey’at etmez misiniz?” dedi. Bunun üzerine biz ellerimizi açarak: “Biz sana bey’at ettik ya Rasulallah! (Daha) neye bey’at edeceğiz” diye sorduk.

“Allah’a ibadet edeceğinize, ona hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, beş vakit namazı kılacağınıza, itaat edeceğinize-ve işitmediğimiz bir kelime söyledikten sonra başkalarından bir şey istemeyeceğinize bey’at edeceksiniz” buyurdular. Vallahi sonraları bu arkadaşlardan bazılarını gördüm. Birinin kamçısı yere düşse, hiçbir kimseden şunu bana ver diye istemezdi.”

[Hz Peygamber’in (ﷺ)gizlice söylediği o kelime meşakkatli ve ifası Müslümanlara güç gelecek bir şey hakkında olmalıdır. Onun için açık söylemekten çekinmiştir. Onu beyan için memur da değildir. Zira memur olsa tebliğ etmesi gerekirdi.]

İbn Ömer’den (r.a): Rasûlullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Dilencilik bazınızın başı ile beraber gidecek ve hatta huzuru ilahiye yüzünde bir parça et kalmaksızın çıkacaktır.”

– Enes b. Malik (r.a) anlatır: Ensar’dan bir erkek (bir gün) Hz. Peygamber’e (ﷺ)gelerek dilencilik etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (ﷺ) ona: “Evinde bir şey var mı?” diye sordu. Adam: “Hayır (bir şeyim yok yalnız) bir çul var. Bir parçasını üstümüze örtüyor bir kısmını da altımıza seriyoruz. Bir de su içtiğimiz bardak vardır.” dedi. Rasûlullah (ﷺ): “O çul ile bardağı bana getir” buyurdu. Adam da onları getirdi. Rasulullah (ﷺ) bunları eline aldı. Sonra: “Kim bunlar satın almak ister?” buyurdu. 

Bunun üzerine bir adam:

“Ben ikisini bir dirheme alınım dedi” Hz. Peygamber (ﷺ)iki veya defa: “Kim bir dirhem üzerine artırma yapar?” buyurdu. Bir (başka) adam: “Bunları iki dirheme alın” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (ﷺ)bunlar (çul ve bardağı) bu adama verdi ve iki dirhemi aldı. Sonra bu parayı Ensar’dan olan o adama teslim ederek: “Bir dirhem ile yiyecek satın al da aile fertlerine yetiştir. Diğer bir dirhem ile de bir keser satın alıp bana getir” buyurdu. (Adam)buyurulan işi yaptı. Rasulullah (ﷺ) onun getirdiği keseri alıp ona bir sap taktı ve: “Git odun topla, on beş gün seni görmeyeceğim.” buyurdu. Adam artık odun toplayıp satmaya başladı. On beş gün sonra) on dirhem biriktirmiş olarak geldi. Hz. Peygamber (ﷺ) ona: Biriktirdiğin paranın bir kısmı ile yiyecek, bir kısmı ile de giyecek al! diye emrettikten sonra şöyle buyurdu:

“Bu (yani çalışarak geçimini sağlaman), senin için kıyamet gününde, yüzünde dilenciliğin çirkin izi bulunduğu halde gelmenden (haşr olunmandan) daha hayırlıdır.

Dilencilik şüphesiz ancak şu üç kişi için olabilir:

1 Şiddetli fakirlik çeken.

2 Ağır borç altında bulunan ve,

3 Diyet (kan parası) Ödeme durumunda olan.” (İbn Mace, Ticaret, 25; Ebu Davud, Zekat, 26; Tirmizi, Büyü,10;Nesai, Büyü,22.)

Bu hadiste H. Peygamber’in (ﷺ) çalışmaya ne kadar önem verdiğini, iş bulmak için teşvik ve yardımda bulunduğunu görüyoruz. Hadiste ayrıca açık artırmanın caizliğini gösteren delil de bulunmaktadır.

Kaynak: İslami Hayat, İzzettin Belik


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs