Kadiri Yolu

Hz. Sevde R.anha

 Hz. Sevde (R.anha)


Mekke’de dünyaya geldi. Babası Kureyş kabilesinden Zem’a b. Kays, annesi Medine asıllı Neccaroğullarından Şemus bint Kays’tır. Soyu baba tarafından dedesi Amir b. Lüey’de Resul-i Ekrem’in soyu ile birleşir.


Mekke'de İslam'ı ilk kabul edenlerden olan Sevde, amcasının oğlu Sekran b. Amr ile evlendi. Sekran, yıllar sonra müşrikler adına Hudeybiye Anlaşmasını imzalayacak olan Süheyl b. Amr'ın kardeşidir.


Müşriklerin müslümanlar üzerindeki baskıları ve işkenceleri artınca Resalullah peygamberliğinin beşinci yılında (615) ashabından sayıları on beşi bulan bir topluluğa Habeşistan'a hicret etmelerini söyledi.

Bu yolculuk müslümanlar için bir kurtuluş vesilesi oldu. Zamanla oraya giden müslümanların sayısı 108'e ulaştı. Sevde, kocası Sekran, kardeşi Malik b. Zem'a ve onun hanımı da Habeşistan'a hicret etti. Bir süre sonra ileri gelen bazı Mekkeli müşriklerin müslüman olduğuna dair yanlış bir haberin alınması üzerine aralarında Sevde ve kocasının da bulunduğu bazı

müslümanlar Mekke'ye döndüler (620).


Habeşistan'dan döndükten kısa bir süre sonra kocası vefat edince Sevde beş çocuğu ile yalnız kaldı. Bu sırada Hz. Peygamber'in hanımı Hz. Hatice de vefat etmişti. Hz. Hatice'nin yokluğu sebebiyle Resûlullah'ın yaşadığı derin üzüntünün farkına varan sahabeden Osman b. Maz'ûn'un hanımı Havle bint Hakim, Hz. Peygamber'e Sevde ile nikâhlanmasını tavsiye etti. Hz. Peygamber'in kendisiyle evlenmek istemesine çok sevinen Sevde, buna karşılık çocuklarının ona rahatsızlık verebileceğinden endişelendi. Resûlullah ise bunda bir sakınca bulunmadığını söyleyerek Sevde'yi rahatlattı (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 318-319). 


Hz. Peygamber Hz. Sevde ile evlenerek onu ve çocuklarını müşriklerden gelecek tehlikelere karşı korumuş, ayrıca İslam için büyük fedakârlıklarda bulunan ve bu uğurda kocasını kaybeden muhterem bir dul hanımı onurlandırmıştır. Hz. Peygamber'le nikâhlandığında ellili yaşlarında olan Hz. Sevde, Hz. Hatice'nin vefatından sonra Resûl-i Ekrem'in evinin idaresini ve yaşları henüz küçük olan kızları Hz. Ümmü Külsûm ile Hz. Fâtima'nın bakımını üstlenerek onlara annelik yapmıştır. Hz. Peygamber Medine'ye hicret ettiği zaman ise Mekke'de kalarak onun çocuklarına bakmış, kısa bir süre sonra Hz. Peygamber tarafından gönderilen Zeyd b. Hârise'nin refakatinde Medine'ye hicret etmiştir. 


Üç yıl boyunca Hz. Sevde Hz. Peygamber'in tek eşi oldu. Zaman zaman nükteleriyle Hz. Peygamber'i güldüren Hz. Sevde uzun boylu, iri yapılı ve yavaş hareket eden bir hanımdı. Bu yönüyle dikkat çektiği ve herkes tarafından tanındığı için "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların iffetli hanımlar olarak tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için daha uygundur. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir" (el-Ahzâb 33/59) ifadelerinin yer aldığı hicap âyeti nâzil oldu (ayrıca bk. Buhârî,"Vudû"", 13). 


Hz. Sevde Hz. Peygamber'in hanımlarıyla, özellikle de Hz. Âişe ile iyi geçinir ve onu kızı gibi severdi. Hz. Âişe de ona büyük bir muhabbet besler ve kendisine benzemek istediğini söylerdi. (Müslim,"Radâ",47) Ancak bu birliktelik bir defasında ikisinin çok üzüldükleri bir olaya yol açtı. Hz. Sevde bir gün, Hz. Peygamber'in bazı eşlerini kıskanan Hz. Âişe'nin isteğine uydu ve Hz. Hafsa'nın Resûl-i Ekrem'e ikram ettiği bal şerbetinin Hz. Peygamber'in ağzında kötü bir kokuya sebep olduğunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber bir daha bal şerbeti içmemeye ahdetti.

Resûl-i Ekrem'in bal şerbetini içmediğini öğrenen Hz. Sevde pişman oldu ve yaptıklarının yanlış olduğunu anlatarak Hz. Âişe'ye sitem etti (Buhârî, "Talâk", 8; Müslim, "Talâk", 21). Nitekim bu olay üzerine Allah Teâlâ da, "Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı bir şeyi, eşlerinin hatırı için niçin kendine haram ediyorsun? Halbuki Allah günahları çok bağışlayan, çok merhamet edendir" (et-Tahrim 66/1)

Ayetini indirdi. 


Hz. Sevde, Hz. Peygamber'in diğer hanımlarına göre daha yaşlıydı ve onun kendisini boşamasından endişe ediyordu. Bu sebeple Resûl-i Ekrem'le konuştu ve tek arzusunun âhirette bir peygamber hanımı olarak haşredilmek olduğunu söyledi. Ayrıca Hz. Peygamber'in kendi yanında geceleme hakkını Hz. Âişe'ye devretti. Bundan dolayı, "Eğer bir kadın kocasının kendisini ihmal edip terk edeceğinden endişe ederse, aralarını düzeltip barışmalarında ikisine de bir günah yoktur. Zira, karşılıklı anlaşma (sulh) en iyi yoldur. Her ne kadar insanların yaratılışında cimrilik ve kıskançlık varsa da, siz eşlerinize güzel davranır ve günahtan sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptığınız her şeyi çok iyi bilmektedir" (en-Nisâ 4/128) âyeti nâzil oldu. 


Hz. Sevde Hz. Peygamber'in tavsiyelerini yerine getirme hususunda büyük bir hassasiyet gösterirdi. Vedâ haccında Resûl-i Ekrem, hanımlarının evlerinde oturmalarının daha iyi olacağını söylediği için onun vefatından sonra hac için de olsa uzun yola çıkmadı (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VI, 324). 


Dericilikte mahir olan ve bu sayede kazandığı parayla yoksullara ve kimsesizlere yardım eden Hz. Sevde, Hz. Ömer'in halifeliği döneminde kendisine gönderdiği paraları fakirlere dağıttı.


Hz. Peygamber'in eşleri arasında cömertlik hususunda o ve Hz. Zeyneb bint Cahş başı çekiyordu. Bazı eşleri Hz. Peygamber'e, vefatından sonra ilk hangi hanımının kendisine kavuşacağını sormuşlar, o da, "İçinizde kolu en uzun olan kim ise o" diye cevap vermişti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem'in hanımları kollarını ölçmüşler ve Hz. Sevde'nin kolunun hepsininkinden uzun olduğunu görmüşlerdi. Ancak Hz. Peygamber'in ardından ilk olarak Hz. Zeyneb bint Cahş vefat edince, onun bu sözü sadaka verme ve cömertlik mânasında mecazen kullandığı anlaşılmıştır (Müslim, "Fezâilü's-sahâbe", 101). 


Hz. Peygamber'le on üç yıl evli kalan Hz. Sevde 23 (644) yılında Medine'de vefat etti. Cenaze namazı Hz. Ömer tarafından kıldırılarak Cennetülbaki'ye defnedildi. Kendisinden beş hadis rivayet edilir. Onlardan birisi sahihayn da olup Buhari rivayet etmiştir. Allah resulü ile veda haccında bulundu.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar