Kadiri Yolu
Zikrullah


Zikrullah

Zikrullah çekmek için insanların toplanması müstehaptır. Allah ve Resul’ünün sevdiği bir iştir. Hangi ibadet Allah’ın zikri için toplanıp mescitlerde onu zikretmekle meşgul olan kavmin ibadetinden daha efdaldir.  

Zikrullah Ne Demektir:

Zikrullah Allah’ın zikredilmesi anılması unutulmaması ve Allah’tan gafil olunmaması demektir. Zikrullah zamanın her diliminde yapılabilir. Zikrullah için bir zaman tahdidi getirilmemiştir: 

“Onlar ayakta iken otururken yatarken rablerini zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünürler ve; Ey Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın. Sen Pak ve münezzehsin bizi ateşin azabından koru derler.” Ali İmran 191 

Müslüm ve Tirmizi rivayet etmiştir ki Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: ”Hiç bir topluluk Allah’ı zikretmek için bir araya gelmezler ki illa onları melekler kuşatır rahmet onları kaplar ve onların üzerine Sekine “kalp huzuru” iner Allah ‘Celle Celalühü’ indindeki (bazı melek)ler onları anar.” 

Yine Buhari’de bir hadiste şöyle zikredilmektedir: “Allah’ın yollarda gezip zikir ehline arayan Melekleri vardır. Bunlar Allah azze ve celle zikreden bir kavme rasladıklarında “gelin gelin aradığımız burada” diye (birbirlerine) çağrışırlar ve ta dünya semasına çıkıncaya kadar kanatlarıyla onları kuşatırlar.” 

İmam Ahmed bin Hanbel Hasen bir İsnat ile rivayet etmiştir ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur:” Allah’ı zikretmek için hiçbir kavim toplanmaz ve bu zikirle Allah’ın rızasından başka bir şey murat etmezler ki İlla gökten bir münadi söyle seslenir: “Günahlarınız affedilmiş bir şekilde kalkın. Şüphesiz ki günahlarınız sevabı çevrilmiştir.”

Tirmizi’de merfu olarak Ve Hasen bir isnatla şu hadisi şerif rivayet etmiştir: “ Cennet bahçelerine uğradığınızda oradan istifade edin.”  dediler ki: “Cennet bahçeleri nerelerdir Ya Resulallah.”  Efendimiz şöyle buyurdu zikir halkalarıdır.”

İbni Hibban sahih kitabında rivayet ettiğine göre Rasulullah sav şöyle buyurmuştur: “Allah azze ve celle buyuruyor ki: “Kıyamet ehli kimin kerem ehli olduğunu bilecek” Denildi ki: Kerem ehli kimdir ya Resulallah efendimiz buyurdu ki: ”Mescitlerde zikir çekmek üzere oturanlardır. Siz insanlar size Mecnun (deli) deyinceye kadar Allah’ı zikredin.”

Ebu Davut rivayet ettiğine göre Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Şüphe yok ki, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikredenlerle beraber oturmak, İsmailoğullarından dört köleyi azad etmemden bana daha sevimlidir. Yine ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar Allah’ı zikredenlerle oturmak, yine dört kişi azad etmemden daha hoştur.”

Âlimlerimiz demiştir ki: Azad edilenlerin İsmailoğlu olmasının önemi; her bir İsmailoğlu’nu azad etmenin diğerlerine göre on iki kişi azad etme gibi olduğu içindir.

İmam Ahmed, hasen bir isnad ile Abdullah b. Amr b. As (Radiyallahu Anh)’dan şöyle rivayet etmiştir: “Rasulullah’a zikir meclislerinin ganimetinin ne olduğunu sordum. Dedi ki: “Zikir meclislerinin ganimeti cennettir.”

Şeyh İzzeddin b. Abdisselam diyor ki: “Bu ve benzeri hadisler emir derecesinde olan hadislere mülhaktır. (Yani onlardan sayılır.) Çünkü Allah ve Rasulünün medhettiği her fiil veya fail yahut dünyevî veya uhrevi olarak hayır vaad edilen her iş emredilen demektir.”

Fakat Şeyh İzzeddin (Rahimehullah) zikrin vacip mi, yoksa mendup mu olduğu hakkında tereddüt etmiş, bir şey dememiştir. Bu konuda hadisler çoktur. Cami veya başka yerlerde Allah’ı zikretmenin müstehap olduğu, selefen ve halefen tüm ulema tarafından icma ile kabul edilmiştir. Hiç kimse bunun aksini söylememiştir. Ancak bu zikirle uyuyan, namaz kılanı veya Kuran okuyanı rahatsız ederlerse veya fikih kitaplarında mezkûr olan herhangi bir sakıncalı iş yaparlarsa o zaman müstehap değildir.

İmam-ı Gazali (Rahimehullah), tek başına zikredenle cemaatle zikredenin durumunu, tek başına okunan ezana benzeterek şöyle demiştir: “Nasıl ki müezzinler topluluğunun topluca sesl, bir müezzinin sesinin havadaki varlığını bastırıp yok ediyorsa aynı bu şekilde bir cemaatin tek kalpten topluca zikretmeleri de hicapları kaldırmada bir şahsın zikrinden daha tesirlidir.”

Sevap cihetine baktığımızda ise, toplu zikirde bulunan herkesin bir kendi çektiği zikrin sevabı, bir de arkadaşının sesini duyma sevabı vardır. Ağır hicapları kaldırmada cemaatle zikrin daha tesirli olması şu vecihledir:  Allah (Celle Celalühü), Kuran’da kalpleri sertlikte taşa benzetmiştir.” Malumdur ki büyük taş ancak topluca bir cemaatin kuvvetiyle kırılabilir. Çünkü topluluğun kuvveti bir şahsin kuvvetinden daha şiddetlidir. İşte bu yüzden zikrin ‘tam bir kuvvetle’ yapılması şart koşulmuştur.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar