Kadiri Yolu

 

Yalan

Yalan

Yalan gerçeğe aykırı haber veya bilgi vermek demektir. Yalan söyleyen kimseye yalancı kazip veya kezzap denir. Ahlak alimleri ister kasıtlı ister kasıtsız söylenmiş olsun gerçeğe aykırı her türlü sözün yalan olduğunu belirtmişlerdir. Lakin sözü söyleyen kişi niyetine ve kasıt bulunup bulunmamasına göre de sorumlu olur. Yani yalan olduğunu bilerek gerçeğe aykırı söz söyleyen kimse yalancı olur ve yalanından dolayı günaha girer. Söylediğin sözün doğru olmadığını bilmeyen doğru olduğunu zannederek söyleyen kimse yalancı olmaz ve günaha girmez.

Yalanın birkaç psikolojik sebebi; 

Korkaklık, bilgisizlik, bir menfaat sağlama veya zarardan korunma düşüncesi, konuşmaya tatlılık ve zerafet katma arzusu gibi sebepler sayılabilir. Bazı insanlarda ise kibir ve yönetme arzusundan dolayı yalana başvurulmaktadır. Bu kişiler kendilerini yalanlarla bilgili göstermek isterler zamanda bu durum değişir ve doğrular gün yüzüne çıkar insanların gözünden onların düşerek itibar kaybetmelerine sebep olur.

Her türlü kötülüğün aslı ve en çirkin ahlaki özelliklerinden biri sayılan yalan, İslam dini tarafından yasaklanmış ve büyük günah olarak kabul edilmiştir. 

Müslümanlara doğru olmalarını her fırsatta ve ısrarla telkin eden Hz. Peygamber (ﷺ) peygamberliğinden önce ve sonrasında da hiç yalan konuşmamıştır. Bundan dolayı kendisine inanmayanlar bile ona “Muhammedül Emin” demişlerdir. Hz. Peygamberin söylemediği bir sözü  ona nispet edip hadis uydurmak şiddetle yasaklanmıştır. 

Bir şeyin helâl ya da haram olduğunu belirlemek ancak Allah’ın yetkisi dahilindedir. Dolayısıyla Allah (c.c.) ve Peygamberinden (ﷺ) kesin bir delil olmaksızın şu helâldir, bu haramdır demek Allah’a iftira olmaktadır. Selef ulemâsı hakkında kesin nass bulunmayan konularda haram sözünü kullanmaktan mümkün mertebe kaçınırlar ve onun yerine “Bu mekruhtur.” “Hoş değildir.” “Uygun değildir.” … gibi ifadeler kullanmayı yeğlerlerdi. Çünkü helâl olan bir şeye haram demenin büyük bir vebal ve Allah’a iftira olduğunu biliyorlardı. 

Kur’an-ı Kerim’den Yalanla ilgili Seçtiğimiz Ayetler: 

Bundan sonra Allah’a karşı kim yalan isnad ederse, işte onlar zalimlerdir.” Al-i İmran/94

“De ki: “Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa erişemezler.” Yunus/69

“ Diliniz yalana alışmış olduğu için, “şu haram, bu helaldir” demeyin, zira Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah’a karşı yalan uyduranlar ise, saadete şüphesiz erişemezler. Az bir geçim ama ardından can yakıcı bir azap onlaradır.” Nahl / 116-117

“İkiyüzlüler sana gelince: “Senin şüphesiz Allah’ın Peygamberi olduğuna şehadet ederiz” derler. Allah, senin kendisinin peygamberi olduğunu bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir.” Münafikun/ 1

“Dikkat edin, halis din Allah’ındır; O’nu bırakıp da putlardan dostlar edinenler: “Onlara, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez.” Zümer/3

“Firavun ailesinden olup da, inandığını gizleyen bir adam dedi ki: “Rabbim Allah’tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgelerle gelmiştir. Eğer yalancıysa, yalanı kendisinedir; eğer doğru sözlü ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Doğrusu Allah, aşırı yalancıyı doğru yola eriştirmez.” Mü’min/28

“Hakkı batıla karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin.” Bakara/42

“Ve : “Allah çocuk edindi” diyenleri uyarmak için kuluna eğri bir taraf bırakmadığı dosdoğru Kitap’ı indirmiştir. Allah’ın çocuk edindiğine dair ne kendilerinin ve ne de babalarının bir bilgisi vardır. Ağızlarından çıkan söz ne büyük iftiradır. Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler.” Kehf/4-5

“Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet, yahut onlardan yüz çevir; yüz çevirirsen sana bir zarar veremezler. Eğer hükmedersen aralarında adaletle hüküm ver. Allah adil olanları sever.” Maide/42

“Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” Saff/2-3

Hadislerle Yalan Hakkında Seçtiklerimiz

Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Senin söylediklerine inanacak bir mü’min kardeşine yalan söylemen çok büyük bir hıyanettir. Ebu Davud, Edeb, 79: Ahmed, 4/183

 Ebu Hureyre’den (r.a): Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Münafığın alameti üç şeydir:

1- Konuştu mu yalan söyler,

2- Vaad ettiğinde (sözünden) döner.

3- Kendisine (bir şey) emanet edildiğinde hıyanet eder.” (Buhari, İman, 24 : Şehadet 28; Vesaya 8 : Edeb, 69 : Müslim, İman, 107, 108: Tirmizi, iman, 20 : Ahmed, 2/200, 291,357, 397, 536.)

Bir rivayette de “İsterse oruç tutsun, namaz kılsın ve kendini müslüman saysın. (Müslim İman, 110.) ifadesi vardır.

*

İbn Ômer’den (ra.): Rasûlullah (ﷺ): “En büyük yalanlardan (biri de) kişinin (rüyada) görmediği şeyi gördüm demesidir.” buyurmuştur. (Buhari, Tabir, 45: Ahmed, 2/96, 119.)

Kişinin rüyasında görmediği bir şey hakkında, ‘Ben şunu şunu gördüm.” diye iddiada bulunması en büyük günahlardan biri olmaktadır. Çünkü bu haliyle kişi Allah (c.c.) üzerine yalan söylemiş olmaktadır. Zira rüya görmesi için rüya meleğini ona gönderen bizzat O’dur. Hem hadislerde rüyanın “nübüvvetin kırk altı cüzünden biri” olduğu bildirilmektedir. Hz. Peygamber’in (ﷺ) peygamberliğinin ilk altı ayı sadık rüya ile geçmiştir. Vahiyle ilgisi sebebiyle rüyanın önemli bir yeri vardır ve görmediği halde şunu şunu gördüm diye yalan söylemesi büyük günahlardan telakki edilmiştir.

 

Rasûlullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ümmetim hakkında korktuğum şeyin en korkuncu, bilgili ve konuşkan münâfiklardır.” (Ahmed, 1/22; Kenzul-ummal, 28969)

*

Ebu Hureyre’den (r.a.): Rasûlullah (ﷺ) şöyle buyurdu: “Zandan sakının! Çünkü zan sözün en yalanıdır.”  (Buhari, Vesaya, 8, Nikah, 45, Feraiz, 2, Edeb, 57, 58: Müslim, Birr, 28 : Tirmizi, Birr 56 , Muvatta Husnul-huluk, 15, Ahmed, 2/245, 287 316, 3A2, 465, 470, 482 492,504, 517.539.)

 

Ebu Hureyre’den (ra): Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurdu: “Kişinin her işittiğini söylemesi yalan olarak yeterlidir.” (Müslim, Mukaddime, 5.)

 

Rasulullah (ﷺ)şöyle buyurmuştur: “Kul yalan söylediği vakit vücuda getirdiği şeyin fena kokusundan ötürü, melek kendisinden bir mil uzaklaşır.” (Tirmizi, Birr, 46.) 

 

Esma bt. Yezid’den (r.a):  Rasulullah’a (ﷺ) şöyle demiştir: “Ya Rasulullah! (ﷺ) Bizden birisi arzuladı bir şey için arzulamıyorum dese bu, yalan sayılır mı? (Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Yalan yalan olarak yazılır, hatta yalancık da yalancık olarak yazılır.” (Ahmed, 6 / 438)

*

Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Cemaatı güldürmek için laf edip yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun, ona yazıklar olsun, ona yazıklar olsun.” (Tirmizi, Zühd,9; Ebu Davud, Edeb, 80; Darimi, İstihzan, 66; Ahmed,5/5,7)

 

Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Şaka yollu da olsa yalanı terk eden kimseye cennetin ortasında bir eve kefilim.” (Beyhaki, 10/241)

 

Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “ Kul şaka yollu yalan ve doğru da olsa münakaşayı  terk etmedikçe  tam iman etmiş olmaz.” (Ahmed, 2/352,364)

 

Rasûlullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: “Mü’minde hıyanet ve yalan hariç bütün hasletler bulunabilir.”(Ahmed, 5/252)

 

Rasulullah’a (ﷺ): “Mü’min korkak olur mu? denildi.

“Evet! diye cevap verdi.

“Mü’min cimri olur mu? denildi.

“Evetl” buyurdu.

“Mü’min yalancı olur mu?” diye sorulunca.

“Hayır!” buyurdu.” (Muvatta. Kelar, 19.)

*

İmam Malik’in Abdullah b. Mesûd’dan (r.a.) rivayetine göre o şöyle derdi. “Kul yalan konuşmaya devam edip. yalana daldıkça kalbinde siyah bir leke peyda olur ve giderek bütün kalbi simsiyah kaplar. (Sonuçta da) Allah katında yalancılardan yazılır.”  (Muvatta. Kelar, 18.)

 

Cabir b. Zeyd’den (r.a.): Bir adam Huzeyfe’ye (r a.): “Ey Eba Abdillah! Nifak nedir? diye sordu. O da: “Müslüman olduğunu söyleyip, İslam’ın gereğiyle amel etmemendir.” diye cevap verdi. (İmam Rabi, Müsned)

 

Cabir b, Zeyd’den (r.a.): Hz. Peygamber (ﷺ) şöyle buyurmuştur: Allah, mü’minlerin kalplerini La ilahe illallah ile birleştirmiştir. Kim onu söyler de arkasından salih amel işlerse işte o mu’mindir. Kimde kelime-i tevhidi söyler de peşinden günah işlerse işte o da münafıktır.  (İmam Rabi, Müsned)

*

Hz. Peygamber (ﷺ), büyük günahların en ağırlarını sayarken Allah’a şirk koşmayı ve anne-babaya itaatsizliği zikrettikten sonra birden doğrularak, “İyi dinleyin! Bir de yalan söylemek ve yalan şahitlik yapmaktır” buyurmuş ve bu sözü o kadar çok tekrarlamıştır ki orada bulunanlar. Hz. Peygamber’in neredeyse hiç susmayacağını zannetmiştir (Buhârî, “Edeb”, 6; Müslim, “İmân”,143). 

 

“Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de cennete  götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında doğru/sıddık olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan (insanı) kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında yalana/kezzâb olarak tescillenir” (Buhârî, “Edeb”, 69; Müslim, “Birr”, 103-105) buyurulmuştur.

 

Hz. Peygamber (ﷺ), çocuklara yalan söylenmesine de izin vermemiş, çocuğunu çağırarak, “Gel, sana bir şey vereceğim” diyen bir anneye, “Ona ne vereceksin?” diye sormuş, “Kuru hurma” cevabını alınca da, “Dikkatli ol, ona bir şey vermemiş olsaydın bu senin için bir yalan olarak yazılacaktı” (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 80) buyurmuştur.

*

Doğruyu söylemek büyük bir suç ve günahın işlenmesine vesile olacaksa bazı âlimler bu durumda yalana başvurulabileceğini belirtmişlerdir. Mesela kendisini öldürmek isteyenlerden kaçan birini evinde saklayan kişinin, kendisine sorulduğunda onu görmediğini ya da başka yöne gittiğini söylemesi gibi, savaş sırasında düşmanı yanıltmak da böyledir. 

Küs olan insanların arasını düzeltmek için veya karı ile koca arasında yalan söylemeye ruhsat tanındığına dair hadis kaynaklarında geçen bilginin (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 50), Hz. Peygamber (ﷺ)’in, “Yalancı, insanların arasını düzelterek iyi sözler taşıyan ve iyi sözleri söyleyen kişi değildir” (Buhârî, “Sulh”, 2; Müslim, “Birr”, 101) sözüne râviler tarafından yapılan bir ekleme olduğu, yalan söyleme yasağıyla ilgili hadislerin genel  hükmüne aykırılık taşıdığı anlaşılmaktadır.

Kaynak : Temel İslam Ansiklopedisi, Ayet ve Hadislerle İslami Hayat ve çeşitli kitaplardan derlenmiştir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs