Kadiri Yolu

 

Murad Ehli

Murad Ehli Kime Denir

Mürid, kendini hakkın iradesine teslim edince halktan beklemeyen olur. Halvetin de ünsiyet ile uğraşıp ibadet ve taat ile yakınlaşır. Az yer, az uyur, zaruret miktarı kadar konuşur. Halkın arasından çekilir. Hakkın huzurunda olur. İşte bu hal üzere ibadet zikirle, Hakka kavuşup hakkın dostları arasına girip muradına erişir. İşte bu anı yaşayana murad ehli denir.

Yolun bazı yükleri murad ehlinin sırtından indirilir. Hakkın lütfü ile Rahman’ın merhamet suyu onu temizler kendisine takdir edilen çeşitli elbiseler giydirilir. Bunlar marifet, ünsiyet, Sükun vb. gibi elbiselerdir.

Hali Murad olan mürid artık hakkın verdiği marifetle, Hakkın esrar ve hikmetlerini söyler. Allah’ın sevdikleri arasına seçilir. Başka isimlere hak kazanır. Seçkin Kullar arasına girer. Onun ilmi hakkın bazı isimleri ile isimlendirilir. Hakka mahsus sırlara kavuşur. Bu halde Hak’la işitir, Hak’la görür, Hak’la konuşur ve Onun verdiği kuvvetle de tutar. Bu halde taat üzeri olur. Allah’u Teala’nın korunmasında onu zikrederek uyur. Hakkın emin ve şahitlerinden olur. Onun kullarına, meleklerine, dostlarına ebedi saadet sunucu olarak çalışmaya gayret sarf eder.

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:  “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Allah Teâla Hazretleri şöyle ferman buyurdu:” “Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri  eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” (Buhârî, Rikak 38.)

Murad ehlinin aklı Rahmani düşünce içindedir. Şehvetleri Hakkın kudretinde sakin olup, kalbi hakkın hazinesi haline gelir. İşte bunlar Murad olan kimselerdir. Murad için geçmiş veliler; Murad’la mürit aynı anlamdadır demişlerdir. Zira Allah’u Teala’nın o muradı irade etmesi istemesi sebebiyle Murat olmamış olsaydı Allahu Teala’nın Mürid olmaması lazım gelirdi. hak ise dilediğini yapıcıdır ve ancak Onun dilediği şey olur. Çünkü Allahu Teala bir şeyi özellikle Murad edince o şeyi iradeye uygun yapar dediler. Bazıları da mürid başlangıçta olana, Murad ise nihayete kavuşana denir. Mürid meşakkat ve zorluk çeker. Murad ise zahmetsiz muradına kavuşur. Müridin sıkıntıda, Murad’ın da sıkıntısız olduğunu ifade etmişlerdir.

Murad Ve Mürid Aynı Anlamda Mıdır

Cüneyd-i Bağdadi kaddesallahu sırruh ya Murad ve Mürid hakkında soruldu: “Mürid ilimle amel etmeye, Murad ise hakkı gözetme itina eder. Çünkü mürid yürümekte, Murad ise uçmaktadır. Yürüyen uçanın kavuştuğuna nasıl kavuşur.” diye cevap verdi.

Bu beyanın anlaşılması için Musa (As) ve Hz Muhammed Mustafa (Sav)’e bakıldığında Musa (As) Mürid, peygamber efendimiz (sav) ise Murad idi. Bunun için Musa (As) Tur dağı’na kadar ilerleyebildi. Hz. Peygamber (Sav) uçması, Arş-ı Alaya ve Levhil Mahfuzdan ilerde oldu. Mürid, Talip (isteyici) Murad ise matluptur (istenendir). Mürid ibadeti mücahede, Murad’ın ibadeti ise mevhibedir (Aşk,Sevgidir). Mürid karşılık için amel eder Murat ise ameli görmez Tevfik ve minneti görür brüt Allahu Teala’nın Nuri ile görür Murat ancak Allahu Teala ile görür mürit Allahü Teala’nın emrini yapmakla Murat ise Allahü Teala’nın fiili ile meşguldür mürit henüz isteklerine uymamakta Murat ise isteklerin istediğinden sakın maktadır mürit zahmet ile ilerler Murat ise zahmetsiz ilerler.

Murad Ehli İle Mürid Arasında Yaşanan Farklılıklar

Mürid Perhizde ve yememekte, Murad ise naz ve zevk ile yemektedir. Mürid mahfuz, Murad ise müridi hafızdır, korumaktadır. Mürid terakkide, Murad ise nihayete kavuşmuştur. Rabbine ulaşmıştır. Onun katında yüksek nimetlere kavuşmaktadır. Abidleri, mukarrebleri, müttakileri geçmiştir. Mürid ve Murat hakkında İmam Rabbani (Ks.) Mektubat‘ında ve hallerini en güzel anlatan Berekat, İmam Rabbani ve yoldakiler kitabında çok güzel ve çok geniş şekilde anlatılmaktadır. Teberruken mektubat-ı Rabbani’nin bir cildi 292 mektubunda baş tarafından birkaç satır aktaralım:

“Mektubata besmele okuyarak ve yazarak başlıyorum. Peygamberinin edepleri ile bizleri edeblendiren ve Muhammed Mustafa’nın (Sav) ahlakına kavuşturan Allah’ımıza hamd olsun.  Bu yolun salikleri ikiye ayrılır: Ya Mürid olurlar yahut Murad olurlar. Murad olanlara müjdeler olsun! Cezbe ve muhabbet yolunda bunları durmadan çekerler. Aradıklarını ulaştırırlar. Lazım olan her edebi, pir yardımı ile veya arada pir olmadan bunlara öğretirler. Yanıldıklarını zaman haber verirler. Ondan dolayı bir şey yapmazlar. Eğer pire ihtiyaç olursa kendisi aramadan uğraşmadan ona  kavuştururlar. Kısaca Allahu Teala’nın sonsuz olan ihsanı onun her zaman imdadına yetişir. Sebep yaratarak veya sebepsiz olarak işini görürler. 

“O, Nûh’a buyurduklarını, sana vahyettiklerimizi, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve Îsâ’ya buyurduklarımızı size din kıldı ki o dini ayakta tutasınız, o konuda ayrılığa düşmeyesiniz. Kendilerini davet ettiğin bu din müşriklere ağır geldi. Allah (dini tebliğ için) dilediğini seçer ve kendisine yöneleni doğruya iletir.” Şura suresinin 13. ayeti, Allah’u Teâlâ dilediğini seçerek kendisine kavuşturur buyurmuştur.

Mürid olanların arada bir pir olmadan kavuşmaları çok güçtür. Cezbe sülük nimetlerine kavuşmuş, Fena ve Beka ile şereflenmiş olan, seyr-i illallah ve seyr-i fillah ve Seyr-i anillahi billah ve seyr-i billah ve seyr-i fil eşya billah yollarını geçmiş olan bir pirin yardımı lazımdır. Pirin cezbesi sülükten önce olmuş ise ve Muradlardan olarak yetiştirilmiş ise, bulunmaz bir nimettir. Onun sözleri ölmüş kalpleri diriltmek için devadır. Bakışları şifadır. Taş kesilmişlerin kalpleri onun muhabbetine  kavuşmakla yumuşak olur. Müridlerin yolu inabet yolu, Muradların yolu ise ictiba yoludur.

Kaynak: Gunyetü't-Talibin, Abdulkadir Geylani

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs