Kadiri Yolu

tarikaten az gayretler neden çok yol aldırtmıyor

Bir Okuyucumuzdan gelen soru: 

"Canım üstadım. Pekâlâ tasavvufun zor olduğunu, nefsi terbiyenin zor olduğunu ve dünyadan geçmenin zorluğunu hem sizler gibi büyüklerimizden duyuyoruz, hem okuyoruz. Hem de alenen yaşayarak görüyoruz. “Tasavvuf zorluk yolu olarak değerlendirildiğinde bu yolu giren kimsenin alışıldık hayatının bu gün ki şartlarda  


Fakat insan şeriaten olaya baktığında şunu düşünüyor: “ Ahir zaman zor, bu zamanda imanı korumak zor. Fakat bu zorlukların yanında bir de kolaylık var. Ashabın yapmakla mükellef olduğu 10 şeyden 1’ini bugün yapan kurtulur diyor büyükler.” Ve şunu soruyor : “Şeriaten ahir zamanda az ibadetler çok gibi oluyor da, tarikaten az gayretler neden çok yol aldırtmıyor?” 


Sizin de bir gün dediğiniz gibi zaten buldukları lokmayı yedikleri eski zaman nerede? Bugün en az 15-20 çeşit yemek yiyen bizler nerede? 


İşlerimizde, sokaklarda günaha girmeden, nefsî şehveti ve hırsı arttırmadan yürümek bugün ne kadar zor? 


Geçmişte ne kadar zordu? İnsanda cahilane şöyle fısıldıyor kendi kendine: “Neden bu günün şartlarına göre yol kat edilemiyor?”  

Bu işler zor işlermiş üstadım. Sizleri seviyorum🌹



Cevabımız;


Tasavvuf çileli bir yoldur. Bu yolda meşakkatler sizi her daim yoklar. Siz saadet sarayına ulaştırmak isterseniz bunun kolay olmadığını bu yola girdiğinizde anlarsınız. Denenmeden kimse liyakat sahibi olup olmadığı anlaşılmıyor. Aşılması gereken zorluklar nefsin eğitilmesi ile alakalıdır. Buradaki zorluk azda olsa değindiğimiz nefsin takva ve vera sahibi olmasını sağlamak boyutu ile alakalı Savaştan dönen orduya söylenen şu söz çok önemlidir: “Siz küçük cihattan şimdi büyük cihada döndünüz nedir o büyük cihad nefisle olandır.” o bu yüzden nefisle olan cihad zor ve çileli meşakkatlidir. Buna büyükler “az” formülünü geliştirmişler. Nefsin baskılanması uyutulması hususunda çekilecek zorluklar “az yemek, az içmek, az konuşmak, az uyumak” ve nefsin isteklerinin yerine getirilmemesi için ona muhalif olmakla bir yere gelinebilir. Şu da unutulmamalıdır Allah’ın yardımı olmazsa biz hiçbir ilerleme sağlayamayız. Bu metodun uygulanmasında kişi çok büyük sıkıntılar çekebilir.


Hz. Musa (as), Allah Teâlâ'dan gelecek  büyük bir aydınlığa ve tecelliye ulaşması için geceler kadar karanlık ıstırap saatlerini çile ile  doldurması gerekti. İlâhî feyizler ışığı gördüğü gibi daha ziyade geceleri vaki olmakta idi. Hz. Musa'nın bu çilesinde kırk gün ardından on gün daha eklenerek onu çilenin sonu karanlığın bitişi nurlu aydınlığa ulaştıran bir muştu olmuştu. 

 

Yusuf Aleyhisselam 7 yıllık hapis hayatında kuyuya atılmasından sonraki ikinci zorluk dönemi Allah'ı anmayı unutup firavuna hizmet edecek olandan yardım istemesi ile çilesi uzatılmıştır. Hira Dağında peygamber aleyhissalatu Vesselam'ın hali de bu şekildedir.


Tarikat yolunun yolcusu bu yolun çilesini çekerse olgunlaşır. Riyazet şehvetin kötülüğüne açık olarak nefisle bir mücadele şeklidir. Dediğiniz gibi sofralarda çeşit çeşit yemeklerin çoğaldığı bu zaman diliminde midenin dolgunluğu insanlarda ince bir ruha sahip olmayı ortadan kaldırmıştır. 


Eskiden şeriat üzere yol alanlar, bugün laiklik üzerine yaşanılan bir yol üzerinde istemeden de olsa gitmektedirler. Nefislerini isteklerine karşı durmak yerine yolun hafifletilmesine dair çareler arayıp kolay tezkiye ister olmuşlardır. 


Sokaklarda açık kadınların dolaştığı hayadan yoksun olanların ve liyakatsiz kişilik erozyonu yaşayanların elinde bu insanlar ne yazık ki daha da kötüye doğru son sürat gitmektedirler. İşte bu günün şartlarına uygun hale getirilmiş modernize edilmiş bir tasavvuf anlayışı kadın imamların çoğalmasına, eşcinsel imamların ortalıkta dolaşmalarına kadın erkek aynı yerde oturup zikir yaptıklarını gördüğümüz acı hallerin zuhur etmesine neden olur. Bize düşen uymak uydurmak değil Kim kuran ve sünnet yolundan ayrılırsa sapkınlığa adım atar. Bu işin azını da çoğunu da bilen o dur o bize neyi uygun görmüş ise biz onu yapmak için gayret ederiz…


2 Yorumlar

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

  1. Demek ki bugünler zor olsa da, eskiden büyükler ağır imtihanlar atlamtış…Üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle:
    “Var ol ey ulvî zorluk
    Yere bat sevif kolay”
    Diyoruz ve yine de imtihanınızı zorlaştırmadan, hak etmediğimiz halde bize cennet, nimet ve akse’l- gâyemiz olan Cemâl-i ilahiyesiyle iltifat ve ikram etmesi için cenab-ı Hakka niyaz edip yalvarmaya devam ediyoruz. Sizleri ve tüm dervişânı kemâl-i hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Allah razı olsun🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Rabbim yolundan ayırmasın inş.. Kahrında hoş lütfunda dediklerini der ama istediğimiz Rabbimizin rahmeti ve lütfudur. bu güzel diyalog için tekrar teşekkür ederim...

      Sil

Yorum Gönder

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar