Kadiri Yolu

Mükaşefe İlmi

 

Mükaşefe ilmi Nedir?


Aklın ve duyuların yetersiz kaldığı ilâhiyyât konularında doğrudan bilgi edinme yolu anlamında bir tasavvuf terimdir. Ayrıca buna Batın ilmi de denir. İlimlerin son hedefi olduğu söylenir.

Mükaşefe ilmi, sıddıkların ve Allah’ın rahmetine yakın bulunanların ilmidir. Bu ilim, ancak kalb temizlenip bütün kötü sıfatlardan arındığı ve nura döndüğü zaman elde edilir. Kalbe nur gelmesi için kalpte “Bidat” ve “Kibir” olmamalı, dünya ile dostluk ve nefsin arzularının peşinden koşan kimseler, ahiret yolunun ilmi olan bu ilimden nasipleri olmaz. Ahiret ilmini öğrenmek gerekir, inkarcı olanlar bu ilimden pay alması zordur.

Kalpte bu ilmin nurunun görülmesi için, Allah’ın zatı, sıfatları ve işleri hakkında marifet sahibi olur ise, dünya ve ahiretin yaratılmasında ve dünyanın ahiretten önce olmasındaki hikmetleri anlar ise, peygamberliğin, vahyin, meleklerin ve şeytanın gerçek anlamlarını öğrenirler ise ve meleklerin peygamberlere nasıl göründüğünü, vahyin peygamberlere nasıl geldiğini ve şekillerini şeytanın insana nasıl düşmanlık ettiğini bütün incelikleriyle bilirler ise, yer ve gök hazinelerine ve bunların sahiplerine vakıf olur ise, kalbin hallerini kalpteki şeytanla melek arasında geçen mücadeleyi bütün açıklığıyla görürlerse, melekten gelen ilham ile şeytanın verdiği vesveseyi birbirinden ayırır ise, ahiretin cennet ve cehennemin, kabir azabının, sırat köprüsünün, mizanın ve hesap gününde olacak işlerin halini açık bir şekilde bilirler.

Allah'a kavuşmanın cemalini müşahede etmenin de onun yakını ve komşusu olmanın ne demek olduğunu anlar, melekler mescisine yükselip meleklerle peygamberlere arkadaş olmanın saadetini tadar. Cennetlik olanlar arasındaki derece farklarının, gökyüzünde olan yıldızların birbirlerine uzaklıkları gibi olduğunu ve bizim yıldızlara baktığımız gibi, onların da birbirine öyle hayran bakacakları gerçeğini müşahede eder. Sayılması uzun sürecek daha nice birçok şey vardır.

İnsanlar bu gerçeklerin esasını kabullenip tasdik ettikten sonra bunların manaları üzerinde çeşitli görüşlere sahip oldular. Bizim mükaşefe ilmindeki gayemiz perdenin kaldırılması ve bütün bu işlerin gözle görülecek şekilde, şüphesiz olarak bilinmesidir. Bu da insanın yaratılışı gereği mümkün olan bir haldir. Şu şartlar ki kalp aynası dünya pisliğinden ve kirinden arınmış olmalıdır. Ahiret ilminden gayemiz bu aynanın pisliklerden temizlenmesine bildiren ilimdir. Bu kalp aynasını kaplayan kirler Allah'ın zatı ve sıfatlarını iş ve hikmetlerini bilmeye engel olur. Bu aynanın temizlenmesi de ancak şehvetlerden korunmak ve her yönüyle peygambere uymakla mümkündür. Ayna ne kadar temiz ve berrak olursa, gerçekleri o nispette yansıtır. Bu dereceye çıkmak riyazat yolunu uygulamak ve onu öğrenip öğretmekten mümkün olur.

“İlimden öylesi vardır ki saklanmış mücevher gibidir. Onu ancak Allah'ı gereği üzere tanıyanlar. Allah'ı bilenler bu ilimden konuştukları zaman, onların konuşmalarını, Allah'tan Gafil olanlar anlamazlar. Eğer Allah bu ilimden bir kuluna ihsan ederse, onu küçümsemeyiniz: Çünkü onu Allah küçümsememiştir. Küçümsemediğinin delili ise de, bu ilmi ona vermesidir.” Ebu Abdurrahman Sülemi “Erbain” adlı hadis kitabında Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.

Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs