İki Kucak Arasında

Annelik duygusu kadını çok hassas bir hale getirir. Bu duygu anlatılabilecek ve yazılabilecek bir duygu değil aslında. Doğumdan sonra anne ile bebek arasında bir bağlantı başlar. Canından bir parça olan kendisinden ayrı olmayan bu bebeğe sevgi, şefkatini çocuğa göstermeye, onun bakımını yapmaya, onun bedenini okşamaya, onunla bebek diliyle konuşarak iletişim kurmaya başlar. Bazen bu iletişim sırasında anlaşılmayan ama anne ile bebek arasında bir bağ kurulmasını sağlayan sesler çıkar sevgiyle. 

Sevgi ve şefkatin merkezi olan ana kucağında bebek güvende kendini hissettiği gibi orası onun için en güzel uyku yeridir. Annenin dilinden dökülen ninnilerle, annenin sevgisi beşiği o güzel duygularla sallar büyüyen bebek annenin idealleri ve duyguları ile şekillenir. 

Ailede başlayan bu şekillenme, aile çevresi ile ivme almaya başlar. İlk sosyal hareketler ve bu çevrede kazanılır. Aile karşılıksız fedakarlık eden öyle bir yapıdır ki, fedakarlık başta olmak üzere dil, örf ve adetler, vatan ve millet iyi ve kötü, din ve onun günah sevap gibi yasakları ve emirleri bu çatı altında öğrenilir. İyi ve kötü alışkanlıkların ilk gelişip yeşerdiği ailede çocuk ailesinin bir kopyasıdır. Ailenin iyilikler ve kötülükler karşında duruşu ve söylevleri çocuğun karakterini doğrudan etkiler. 

Anne ve babanın çocuk için eğitimi, hamilelik başlamadan önce, Helal rızık ve şüpheli şeylerden uzak kalmakla hayatlarını idame etmeleriyle başlar. Çocuğun ilk manevi gıdası ezandır sol kulağına da kamet getirerek isminin telkin edilmesiyle başlar sevgili peygamberimiz Hz Fatıma'dan olmak zorunda Hasan doğduğu zaman onun  kulağına Namaz ezanı gibi ezan okumuştur sol kulağına da kamet okumuşlardır öylece dünyaya yeni gelen çocuk Allah'ın birliğine ve İslamiyet'e davet edilmiş olur.

Çocuğu ezan ile ana kucağından alıp ezan ile yaşatan ve öylece mezara götüren inançtır ki, hayatı anlamlı kılar. İşte çocuk bu kutsal tohumların etkileyeceği ilk topraktır. Bu anlamda bir çocuğu eğitmek bir milleti eğitmek gibidir. Milletin şekillenmesi vatanın vatan olmaya devam etmesi ümmetin bilinçli fertlerle daha güzel bir hal alması çocuklara sahip çıkmakla olacaktır.

Çocuğa güzel bir isim vermek, Doğum haftası içinde yapılmalıdır. Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Sizler, kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleri ile çağrılacaksınız. O halde isimlerinizi güzelleştiriniz.” (Ebu Davud, Edeb, C: 5, Hadis No: 4948)

Çocuk için daha sonra akika kurbanı kesilerek dağıtılmalı, saçının kesilerek ağırlığınca sadaka verilmesi, zamanı gelince erkek çocukların sünnet ettirilmesi anne ve babanın görevleri arasındadır.

Çocuk saksıda menekşe yetiştirmeye benzemez, Anne rahmine düşmeden önce başlayan ve doğum sonrası ana kucağında şekillenen hayat sonunda bir başka kucakta sonlacaktır. Sevgi ile sarılmış ve yetiştirilmiş bir beden toprağın kucağına girdiğinde annesinden aldığı bu hayat tarzı ile azaba uğrayacağı bir sıkıştırma ile karşılanmaması için annelerin çocuklarını islami inançla yetiştirmesi önemlidir….