Kadiri Yolu

 

Teravih Namazı Sünnettir

Teravih Namazı Sünnettir


Teravih namazı Peygamber efendimizin (sav) sünnetidir. Teravih namazını, Peygamber (sav) sekiz, on, on iki…. yirmi (47 rekata kadar çıkan selef alimler olmuştur) rekat olarak kıldığı rivayet edilmiştir. Peygamberimiz (sav) teravih namazını bir rivayette bir, diğer rivayette iki veya üç gece cemaatle kıldığı rivayet edilmektedir. 

Cabir bin Abdullah (Ra. Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sav) bize Ramazan ayında (teravih) namazı sekiz rekat ve bir de vitiri kıldırdı. Ertesi gün olunca, mescitte toplandık ve yanımıza çıkmasını ümit ettik. Sabaha erinceye kadar mescitte kaldık. Sonra Rasulullah (Sav)’in yanına girdik ve: “Ey Allah’ın Rasulü! Dün mescitte toplanmış ve bize namaz kıldırmanı ümit etmiştik dedik. Rasulullah (Sav): Bu namazın üzerinize farz olarak yazılmasından endişe ettim’ buyurdu.” Tabarani Mucemu’s-Sagir 190, İbni Huzeyme 1070, İbni Hibban 2409

Jet İmamların kıldırdığı bir ramazan klasiği olmaktan, teravih namazlarınızı kurtarın!


Sonra Ömer’in (ra. anh) halifeliği zamanında teravih namazının cemaatle kılınmasına devam olundu. Bunun için teravih namazı Hz. Ömer’e (ra. anh) bağlı kılındı. Çünkü teravih namazının, Ramazana şerifin her gecesinde cemaatle kılınması, en önce onun hilafeti zamanında olmuştur.

teravih namazı hakkında gelen rivayetler ile ilgili görsel sonucuBu hususta müminlerin annesi hz. Aişe’dan (ra.anha) bildirilen hadis-i şerifte: Resulullah (sav) Ramazan-ı şerifte bir gece mescide girip, namazı kıldığı, insanların da ona uyarak beraber kıldıkları, ikinci gece olduğunda, mescidin alamayacağı kadar insanlar çoğaldılarsa da, Resulullah’ın onların yanına gitmediği ve sabah namazı için  mescid-i saadete çıkıp, sabah namazı kıldığında, mübarek yüzünü ashabına dönüp: “Ben sizin gece toplandığınızı bildim. Sizin şan ve halinizden korkmadım. Ancak gece namazının size farz kılınmasından ve sizin edadan aciz olup, hakkından gelemiyeceğinizden korktum” buyurduğu beyan olunmuştur. 

 

Teravih Namazını 8-10-12-16-20 rekat olarak kılabilirsiniz. Resulullah (sav) bu fiili sünneti işlemiştir. Sadece ashab-ı Kiram yolu ile gelen çeşitli rivayetler farklı olması bizim takılıp kalmamamız gereken bir yer olmamalı. Önemli olan teravih namazı evde, camide spora dönüştürmeden dinlenerek fasılalarla kılmaktır.

 


Yine hz. Aişe (ra. anha) buyurdu: Resulullah halka kesin olarak emretmeksizin, Ramazanı ihya etmelerini teşvik ederdi. Ashab da ayrı ayrı teravihi kılarlardı. Resulullah vefat edince hz. Ebubekir (ra) halifeliği zamanında ve hz. Ömer’in (ra) halifeliği zamanında da bir müddet geçinceye kadar bu şekilde teravih namazı kılmakta idiler.

Hazret-i All (ra): “Ömer bin Hattab (ra) teravih namazının cemaatle kılınmasını benden işitmiş olduğu hadisi şeriften almıştır” buyurduğunda, orada bulunanlar: Ey müminlerin emiri, o hangi hadisi şeriftir dediler.

” Resulullah’ın: ” Arşın etrafında bir yer vardır. Ona hatıratü’l-kuds denir. Bu hatıratü’l-kuds nurdandır. Orada olan meleklerin sayısını ancak Allahu Teâlâ bilir. Onlar Allahu Teâlâ'ya öyle ibadet ederler ki, bir saat ve bir dakika usanmazlar. Bıkmazlar yorulmazlar. Ramazan geceleri olduğunda, o melekler, Rablerinden, yeryüzüne inip insanlarla beraber namaz kılmak için izin isterler.

Allahu Teâlâ'dan verilen izin üzerine, her gece yeryüzüne inip, insanlarla beraber namaz kılarlar. O meleklerin, insanlardan dokundukları kimse, öyle said yani iyi olur ki, bundan sonra kat’iyen şaki olmaz diye işitmiş olduğunu hz. Ömer’e (ra) beyan ettiğimde Ömer (ra): Biz o saadete müstehakız dedi ve halkı teravih için bir yere toplayıp, teravihin cemaatle kılınmasını emreyledi diye buyurduğu rivayet olunmuştur.

“Hz. Aişe, “Resulullah'ın (sav) ramazan ayındaki namazı nasıldı?” sualine şöyle cevap vermiştir: “Rasulullah (s.a), ne ramazanda ne de başka bir zamanda on bir rekattan fazla bir namaz kıldı. Önce dört rekat kılardı ki, onun güzelliğini ve uzunluğunu ne sen sor ne ben söyleyeyim. Sonra dört rekat daha kılardı ki, onun güzelliğini ve uzunluğunu  da ne sen sor ne ben söyleyeyim. Daha sonra da üç rekat kılardı. Bir gün dedim ki, Ya Rasulullah, vitir namazını kılmadan önce uyuyor musun? Buyurdu ki: Ey Aişe, benim gözlerim uyur ama kalbim uyumaz” (Buharî, Teheccüd 16, Salatü’t-teravîh 1).

Hz. Ali’den (ra) bildirildiğine göre, kendisi Ramazan-i şerifin ilk gecesinde mescidlerde, Kuran-ı kerim okunduğunu duyduğunda: «Hazret-i Ömer (ra) mescidleri Kuran-ı kerimin nuru ile nurlandırdığı gibi, Allahu Teâlâ da Ömer’in kabrini nurlu eylesin buyurduğu beyan olunmuştur.

Osman bin Affan’dan da (ra) böyle bildirilmiştir. Bir başka rivayete göre, hz. Ali (ra), mescidlere uğrayıp, kandillerle ışıklandırılmış ve müminler teravih namazını kılarlar gördüğünde: “Ömer bizim mescidlerimizi nurlandırdığı gibi. Allahu Teâlâ da onun kabrini nurlandırsın” buyurdu.

Önemli olan teravih namazlarını zikirlerle süslemektir. Hz. Aişe (ra.anha)’dan evde peygamberimizin ramazanda nasıl teravih namazı kıldığı hakkında bilgiyi hadisten alıyoruz. Mecitte ashabıyla teravih namazını kılması ise farklı rekat adetinde olmuş olabilir. Bu tartışma ayrışma haline gelmeden özüne uygun teravih kılmanın ve ramazanı Asr-ı saadet ikliminin ruhuna uygun olarak yaşamanın hazzına ulaşılmak için gayret sarf edilmelidir.


Post a Comment

İçinizde olan güzellik her zaman yazılarınıza ve dilinize aşkla dökülsün...

Daha yeni Daha eski

Öne Çıkanlar

Nefs